Bölüm 78 ● Manitacılık Yolu

21K 1K 208
                                    

Uzun zaman sonra ilk kez gözlerimi huzurla açmıştım bir sabaha. Uykumu alamamış olsam bile huzurluydum ve bunun tek sebebi Meray'dı bence.

Sırıtarak yatakta doğrulduğumda, Sarp ve Cefa'nın olmadığını fark etmiştim. Hemen kalkıp odadan çıktım ve yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Herkes kahvaltı sofrasındaydı.

"Günaydın millet, beni neden uyandırmadınız?" Diye söylenerek Meray'ı aradım masada. Ama yoktu.

"Günaydın oğlum, seslendik ama uyanmadın. Biz de sonra yaparsın kahvaltını diye bir şey demedik." Annem gülümseyerek boş sandalyeyi gösterdi. "Sen otur, ben tabak getireyim."

Annem bana tabak getirmeye giderken, Doğan Abi'ye kaçamak bakışlar atarak ve kıvranarak konuştum. Anlarsa sikebilirdi.

"Bugün masa bir eksik gibi ya?"

"Ne eksiği Feda?" Dedi babam, ağzına yumurta tıkıştırırken. "Ya eksik işte. Bir şey ya da birileri-"

"Meray'ı soruyor, Emir Abi." Sarp bana piç gülüşler atarak konuştuğunda ona gözlerimle küfrettim. Umarım anlardı. Şerefsiz.

"Şimdi anlaşıldı karın ağrın." Deyip güldü babam. Şirince sırıttım.

"Madem anladınız, söyleyin bari. Nerede Meray?" Homurdanarak ağzıma bir salatalık attım.

"Buradayım, geldim." Karşımdaki boş sandalyeye oturunca sırıttım. "Hoş geldin," dedim. Yemin ederim istemsiz oluyordu. Onu görünce kalbim boğazıma tırmanıyor, üzerine bir de atlı koşturmuş gibi hızlanıyordu. Yüzümdeki gülümsemeye hayır diyemiyordum. Sanki geçen aylarda çektiğimiz tüm o sıkıntıların ödülü gibiydi.

"Günaydın," dedi ve gülümsedi. Elimi yanağıma yaslayıp "Günaydın," diye karşılık verdim. Babam ve Doğan Abi aynı anda öksürünce kendime geldim ve boğazımı temizleyip dikeldim. Sefa ve Cefa bu halimize alttan alttan gülüyorlardı. Bir de kardeş olacaktı şerefsizler.

"Meray, günaydın kuzum." Annem onun da önüne bir tabak bıraktı ve benimkini de bırakıp yerine oturdu.

Yemek büyüklerin sohbetiyle geçmişti genelde. Arada Meray'la birbirimize kaçamak bakışlar atıp ufak gülüşler göndermiştik. O kadar haftadan sonra onunla tekrar iyi olmak... Müthiş hissettiriyordu. Milyonuncu kez söylüyorum,onu harbiden çok özlemiştim.

Yemekten sonra büyükler kendi aralarında bir plan yapmış ve çıkmışlardı. Yaren ve Cefa mutfağı toparlıyorlardı, onları yalnız bırakmak ne kadar iyiydi bilemiyorum artık. Sefa, Sarp ve Meray da salonda oturuyorlardı. Sırıtarak merdivenlerden indim ve direk Meray'ın yanına oturup kolumu omzuna attım.

Gözlerime bakıp nefes almayı bıraktığında sırıtmam gülümsemeye döndü. Allah biliyor ya, deli gibi korkmuştum şu ışıl ışıl mavi gözlerinden uzaklaşacağım diye.

"Bakışmanızı balla bölüyorum ama, ben çok sıkıldım. Dışarı mı çıksak?" Sefa bize seslendiğinde de çekmedim gözlerimi ondan. "Siz çıkın, biz iyiyiz böyle." Diye mırıldandığımda Meray güldü ve başını omzuma yasladı.

Sefa ve Sarp bize söylenmeyi ihmal etmeyerek çıktılar evden.

"Ne yapmak istersin bakalım?" Diye sordum, saçlarını okşayarak. "Bence biz de biraz hava alabiliriz, evde çok sıkıldım."

Başımı salladım ve ayağa kalktım. "Git montunu giyin, hava buz gibi." Dedim. "Tamam anne," homurdanarak odasına çıkarken gözlerimi devirip güldüm. Asla normal bir anlaşma şeklimiz olmayacaktı.

Ben de odama çıkıp içi yünlü siyah montumu giyindim ve siyah beremi de takıp aşağı indim. Çok geçmeden Meray gelmişti. Taktığı beyaz, ponponlu beresiyle aşırı tatlı duruyordu. Merdivenlerden seke seke indi ve gülümseyerek yanıma geldi. "Hadi gidelim."

Yârem ● Yarı Texting (tamamlandı)Where stories live. Discover now