9.Bölüm: Bu Yolun Sonu Uçurum

5.5K 366 80
                                    




2020 Ramazan ayında yazmaya başladığım Harabe'de aynı bölümleri düzenliyorum;) Nasıl duygusal bir anda olduğumu tahmin bile edemezsiniz...

Sahurlara kadar yazdığım, sahurlara kadar ağladığım, sahurlara kadar güldüğüm bir kurguydu, hâlâ öyle olmaya da devam ediyor, edecek.

Ne okuduğum ne de yazdığım tek kitap Harabe, ama yeri dört kalp odacığımın tümüne hâkim...

Ama yerini yazdığım, yazacağım hiçbir kurgu alamayacak.

Harabe, benim bu hayatta verdiğim belki de tek, en doğru kararımdı.

Umarım sizinde okumaya değer bulduğunuz bir kurgu olur:)

Sevgilerle, Harabe ailesi.

Yorumlar ve oylar
Keyifli okumalar...


9. Bölüm: Bu Yolun Sonu Uçurum

*Ruhsuz bir canavarın kalbine sokulan yabancı bir duygu gibiydim. O beni tanımıyordu, ben ona âşıktım.*

20 Eylül 2019

Bir bakışı, bir gülüşü, bir sarılışı veya bir çift sözü saatlere sığdıran insanoğlunun belki de yenildiği tek konuyu bu hüküm süremediği duygular. Yıllar boyunca dizginlerini elinde tuttuğun o duyguların tek bir anda vahşi bir hayvan gibi boyunlarındaki ipleri koparmalarının ve dolu dizgin koşmalarının önüne değil geçmek, şaşkınlıktan olduğun yerde kalıyordun. Onlar aman bulduklarını sanmışlardı, senin esaretinden kaçıp başka birinin boyundurluğu altına girene kadar. Sana geri dönme şansları artık yoktu, gittikleri kişi isteyene kadar...

Çünkü o isteyene kadar sen sevebilirdin onu, dahasını yapamazdın.

Onun davranışları, sözleri, bakışları, jestleri, mimikleri... ya arttırırdı sevgini ya da bir daha yanmamak üzere söndürürdü.

Anlatsana bana, sana hiç acımayan birini deli gibi sevmek hangi kitapta yazardı?

Anlatsana bana, senin hislerini hiç umursamayan birini beklemek hangi kitapta yazardı?

Sen, anlatsana bana; defalarca ölümüne şahit olan o'nun yanında kalmaya devam edebilmek hangi kitapta yazardı?

Yazıyorsa yak o kitabı, küllerini göm toprağa. Açama bir daha kapağını, okuyama, okumak isteme.

Kendini ne kimsenin ne de hiçbir duygunun kölesi yapma.

Ve inan bana, geçmeyeceğini sandığın ne varsa geçiyor.

Hem baksana etrafına, kim onsuzluktan ölüyor?

"...ne yaptın bir ay boyunca orada?" diye sordum aniden, birkaç cümlemin arasına sıkıştırırken.

Dakikalardır gözlerime bakan gözleri kaçarken, dudaklarından içeri çektiği nefes titredi. Sorduğum bir soruyla kasılan bedeni gözlerimden açıkça görülüp beynime algılanmak için gönderilmişti. Onu o kadar çok özlemiştim ki bu bir aylık sürede, bu gece hiç uyumadan öylece onu izleyesim vardı. Bir kez uzun görmediğim kirli sakalları gürleşmiş, saçlarına nazaran içine turuncu renkler karışmıştı. Onun çocukken sarışın olabileceği düşüncesi aklıma gelince esmer teni hemen gözüme çarpıyordu. Belki sarışın olsaydı esmer olmasını istemezdim, şimdi esmerdi ve sarışın olmasını istemezdim. Ateş ne ise, tamamen o olarak kalmalıydı. Her zerresiyle...

HARABEWhere stories live. Discover now