42. Bölüm: Bir Devir Kapandı

2.8K 198 143
                                    


Bol keyifli okumalar:)

42. Bölüm: Bir Devir Kapandı

*Bir kalbin var sanmıştım. Yanılmışım... özür dilerim.*

RK-

Gecenin buğusu damladı gözlere, yanaklar yeryüzü gibi sırılsıklam oldu, ten toprak gibi içine çekti, tuttu, tuttu, tuttu, taşırdı, gözler aynı yaşlarla defalarca kez sınandı. Ne ses çıktı ne bir karşılık verilebildi. Yalnızca ağlandı, sadece ağlandı. Saatler günlere dönüştü, günler göllere. Yastıklar sırılsıklam oldu lakin yetinen olmadı, hep daha fazlası geldi, hep daha fazlası gelecekti.

Tüm dünya aynı anda ağlasa bile o adam tek damla akıtamayacak gibiydi. En büyük cezası buydu; hayır, en büyük ikinci cezası. Ağlayamamak bir insanın canını çok yakardı, ağlayamamak illetti ve o illet doğumla harmanlanınca bir insanın üzerine kaldı, yıkıldı, yıktı.

Deniz çatılan kaşlarıyla birlikte "Konu açılmadan kapanıyor," dediğinde sessizliği uyma sandı. Ne Bulut ne de Ateş bu cümlenin üstüne tek bir kelime etmemişti, farklı bir konu hakkında bile. İçecekleri bittiğinde birlikte kalktılar, birlikte çıktılar, birlikte dağıldılar ve bu süre zarfına kadar hiç kimsenin dilinden tek bir kelam dökülmedi. Bulut, amcasının evine gitti. Pat pat adımlarla Deniz'i takip ederken gözlerinin içine içine bakıyordu ama Deniz konuşmamak konusunda kararlı duruyordu. Konuşurdu, bu konu hakkında ne söyleyebileceğini bilebilseydi. "Oraya değil," dedi Deniz uyarıyla, Bulut bilgisayarın karşısına kurulurken. "Deneme sınavı var yarın, çalış biraz."

"Bu sene sınava girmeyeceğim," dedi Bulut, bilgisayarı açtı.

"Neden?" diye sorarken Deniz, Bulut omuz silkti

"Minik girmeyecek. Hem zaten girsem bile pek bir şey yapamayacağım, çok bir önemi yok yani. Miniğimle güzelce mezuna kalır, güzelce çalışır, güzelce kazanırız."

"Saçmalamayı kes Bulut! Sena'yla da konuşacağım, o da girecek. Kazanma odaklı olmasanız bile en azından ortamı, konuları görürsünüz."

Bulut bir kez daha omuz silkerken kulaklığını taktı. "Özel ne güne duruyor? Ders falan çalışamam daha önemli işlemlerim var benim." Oyunu açarken "Yeah!" diye bağırmıştı.

"Hiçbir halta yaramıyorsun," diye mırıldanırken Deniz

"Sen git, ben Miniğim ve Ateş yârimle kalacağım!" dedi Bulut, zaten okumak gibi bir amacı da yoktu.

Deniz bir anda değil, yol boyunca aklında gizliden gizleye dolanan düşünecelerle birlikte ayağa fırlarken Bulut neye uğradığını şaşırmış bir hâlde arkasından kalktı. Merdivenler hızlıca inildi, Deniz arabaya yerleşirken Bulut ona zar zor yetişmişti. Telefonu cebinden çıkarırken Deniz'in zaten arayacağını bilen Ateş, sırtını oturduğu banka yasladı ve aramayı onayladı. Sakin bir tınıyla yerini soran Deniz, aynı sakinlikle farklı hiçbir soruya maruz kalmadan cevabı almış oldu. Deniz'in yanına geleceğini bilen Ateş yakınlarda bir yerlerde olmayı tercih etmişti, bugün bu konuyu halletme konusunda kesindi.

Çok geçmemişti ki araba parkın ilerisinde durmuştu. Deniz ve Bulut aynı anda inerken Ateş'i görmeleri de çok fazla bir vakit almamıştı. Üç yakın arkadaş tekrar bir arada olurken beş kişilik banka yan yana oturmuşlardı.

"Daha erken bekliyordum," diye ilk konuşan Ateş oldu.

Buna karşılık Deniz "Gelmemeyi diliyordum," dediğinde, Bulut sessizce tebessüm etti.

HARABEWhere stories live. Discover now