35. Bölüm: Gül, Öl, Yine Gül ve Yine Öl

2.7K 191 33
                                    



35.Bölüm: Gül, Öl, Yine Gül ve Yine Öl

*Sevincimin gülüşünü asla unutmayacağım...*

RK-

Gül. Öl. Yine gül ve yine öl. Ne yaşadığını unutma, sana neler yaşattıklarını hep hatırla.

Adını unut, bileklerindeki izleri asla!

Sanını unut, alnındaki lekeyi asla!

Dilini unut, kalbindeki mührü asla!

Irkını unut, zihnindeki ânı asla!

Kendini unut, baştan sona, her zerrini unut; yeniden var et kendini, yeniden inşa et, kumdan değil demirden ol; kırmalarına izin verme; gerekirse paslan ama artık kimseye yaslanma; hatırlama, her şeyi unut, seni dönüştürdükleri kişiyi asla unutma!

Unutmak zor bir eylemdir, kimilerine göre imkansız. Unuttum, dersin zihninde, izi kalır bedeninde ve sen hatırlarsın. Unut! Neden acıyı hatırlamak istersin? Unut! Kötü kadın ol, kötü adam ol ama aptal olma! İyi niyetli ol ama seni aptal yerine koymalarına izin verme! Akıllı ol ve bunu kimseye gösterme.

"Zehra Küçük," dedi adam, Zehra'nın fotoğrafının önünde durdu. "16 yaşında, lise üçüncü sınıf öğrencisi. Göz rengi turkuaz, saçları ise kumral, hafif belirgin çillerinin etrafında küçükçe sivilceleri var. Boyu 1.59, kilosu ise 47. Sağ elinin işaret parmağında yalnızca dikkatli bakıldığında belli olabilecek bir yanık izi var. Henüz bir buçuk yaşlarındayken sobaya dokunmuş, küçük bir iz kalmış geriye. Boynunda iki tane beni var, şakağında, saçlarının arasında ise doğum lekesi." Durdu adam, gümüş gözlü adamın notuna kısa bir bakış attı. Onu pür dikkat dinleyenlere karşı nefesini derinden bıraktı. "Üç ay önce trafik kazası geçirdi."

"Komplo!" diye tesbitte bulunan lensli adamı bir kafa sallayışı onayladı.

"Kırmızı'nın işi olduğu bariz belli." Kırmızı, hedefine aldığı her insanı önce sınar, sonra çarpısını atardı. Öldürmezdi, yaşatırdı, süründürürdü, çılgına çevirtir delirmesinin nedenini anlamamış gibi yapardı.

"Bilekleri-"

"Kesilmiş," dedi adam stabil bir sesle. Bu masada yapılan kaçıncı farklı insanların aynı yaşantısıydı, saymışlardı. "Sol bileği, tek çizik."

"Bu iyi bir şey!" dedi Ella, neredeyse sevinerek.

Ah, buna sevinmek bile ne acıydı! Bunu normalleştirmek, buna gülümsemek...

"Tek çizik..." diye tekrar etti kadın, yanaklarındaki şekil bile kendinden utandı.

"Kazada çok şükür ki hiçbir şey olmadı. Bileğindeki çiziği ise hiç kimse sorgulamadı." Çok şükürdü, evet çok şükürdü ve lakin günün birinde Zehra, o kazada ölmeyi yeğleyecekti. "Kız şu an okuldan dershaneye, dershaneden eve, evden okula... bilgi alana kadar tahmin yürütecek olursam dershane kilit bölge olur. Ama elbette kesin bir şey yok." Kesin bir şey vardı o da Zehra'nın da diğerleri gibi yaşanan bir olaya kurban gittiğiydi. "Anne babası fazlaca muhafazakar; kız normal şartlarda saat altı olmadan evde, dershane çıkışı ise babası alıyor. Tüm arkadaşlarıyla tanışıklıkları var, tanışmadıklarıyla görüşmesine izin vermiyorlar. Kıyafet konusunda da aynı sıkılığı gösteriyorlar, açık olmasına rağmen aşmadığı belli ölçüler var. Darlık, dekolte, açıklık... koltuk altı ve diz üstü giyinmiyor, giyinemiyor. Belki kendi isteği, belki aile baskısı. Bu kadarını bilemiyoruz."

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin