41. Bölüm: Yağmur

2.3K 161 48
                                    


Yorumlar ve oylar
Bol keyifli okumalar;)

41. Bölüm: Yağmur

*İçimiz gözyaşlarımızla sırılsıklam olurken bulutlar eşlik edecekti bize...*

RK-

"Ateş!" diyen Bulut sandalyesini büyük bir hızla kaydırırken telefon ekranını çevirdi. "N'olur, bak Allah rızası için, lütfen, n'ol-"

"Hayır," dedi Ateş netçe.

"Daha bir şey istemedim bile!" diye isyan ettiğinde Bulut

Ateş kahvesinden bir yudum alırken "Fotoğrafı paylaşmak isteyeceksin," dedi.

"Oha ama artık nereden bildin?!"

"İlk kez istediğin şey değil."

"Kalbimi kırıyorsun, sanki canını istiyoruz!" İyice Ateş'e sokulmaya yeltendiğinde mavi gözlerini kırpıştıra kırpıştıra gözlerini yakalamaya çalıştı. "Ateş'im, benim yârim, yarenim, kurt bakışlım! Lütfen ya! Lütfen şu fotoğrafı paylaşayım!"

"Hayır," dedi Ateş bir kez daha.

"Lan çok yakışıklı çıkmışım oğlum, yazık mı olsun cağnım fotoğrafa!" Boşta olan elini Ateş'in ensesine yasladığında telefonu tabiri caizse gözüne sokmuştu ve bunun gayette farkındaydı. "Lütfen oğlum lan! Niye istemiyorsun paylaşmamı anlamıyorum ki?! Yemeyecekler seni yemeyecekler! Benim takipçilerim bir tek beni yemek isterler anladın mı?! Sen her zaman olduğun gibi yine benim gölgemde kalacaksın, bu senin kaderin kaderin!"

Ateş, Bulut'un telefonu tutan bileğini kavradığında kendinden uzaklaştırdı. "Kalayım Bulut, Allah aşkına senin gölgende kalayım da sal beni artık!" Aynı sıra ensesindeki elini de kendinden uzaklaştırmıştı.

"Yani paylaşabilirim?"

"Hayır Bulut, hayır abicim, hayır!"

Deniz sandalyesine otururken "Yine ne oluyor?" diye sordu, cebindeki telefonu çıkartıp masaya koyarken çayından içti.

"Deniz kuzen aşkım, Ateş yârim aşkım fotoğrafımızı paylaşmama izin vermiyor!"

Deniz rahat bir tavırla "Ne zaman izin vermişti ki?" diye konuştu. "Sal artık sende Bulut çocuğu, istemiyor işte! Başka bir şey paylaş."

"Ama çok yakışıklı çıkmışım Allah aşkına ya!"

"Bakayım."

Bulut, Ateş'e gözünü devire devire sandalyesini bu kez kuzenine yanaştırırken telefonu direkt eline verdi. Deniz fotoğrafı inceledi, inceledi, inceledi. "Bulut," dedi, saniyelik bir sessizlik oldu. "Ağzın yamuk çıkmış oğlum bunun için mi konuşuyorsun sabahtan beri?!"

"Ne?!" Tüm cafeyi onlara döndürecek kadar yüksek ve tiz bir sesle. "Benim ağzım yamuk değil ve asla asla asla öyle bir şeyin mümkünatı yok anlıyorsun beni değil mi?!"

"Ne bağırınıyorsun gerizekalı!" Ateş sabır istercesine kafa sallarken elindeki telefonla uğraşmaya devam etti, Deniz ise gözlerini basit bir öfkeyle kırpıştırdı. "Yamuk çıkmış işte, Allah Allah!"

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin