55.Bölüm: Son Bir Kez

1.8K 171 56
                                    




55.Bölüm:Son Bir Kez

*Soluduğun havada olacağım ama sen hissetmeyeceksin.*

"Ne yapacağız?" Bilmiyordum, ne yapılırdı, ne edilirdi de duygular dizginlenip ölçülü yaşanırdı, bilmiyordum. "Sen böyle ağlarken, ben seni ağlattığımı bilirken ne yapacağız?"

"Ne garip..." Mırıltısı manevi bir hastalıkla düşmüştü sesimden. "Senin göğsünde, senin için ağlıyorum ve garip olan bu değil Ateş; ben senin göğsünde, senin için sonsuza kadar ağlamayı diliyorum."

"Peki ben nasıl dayanırım buna?"

"Dayanmış gibi yaparsın."

Avuçları saçlarımda gezinirken sakindi, en az konuşmamız kadar. Başımdan başlıyor, belime dökülen tellere iniyor ve tekrar başıma çıkarken belime usulca iniyordu. Avuçlarında kokum kalırken ciğerlerim kokusunu hapsediyordu. Alan razıydı, veren razıydı. Ne gidenin rızası vardı ne de kalanın.

"Yapmam," dedi. "O güzel gözlerinden tek bir damla düşmemeli, ben buna dayanmış gibi yapamam. Sen her ağladığında bir parçam o damlayla birlikte kopuyor, ne sende kaybolan damlanın yeri doluyor ne de benden kopan parçanın. Sen şimdi bir şarkı için ağlıyorsan, ben o şarkıda geçen her kelimeyi zihinlerden silip yok ederim. Ağlama Sena, ağlama ölürüm."

Başımı göğsünden ayırırken, başlarımız bir yastıkta birleşirken parmakları yanaklarımdaki yaşları seve seve, nefret ede ede sildi. Kirpiklerimde asılı kalan yaşları dudaklarına taşırken göz altlarım da nasiplerinden mahrum kalmamışlardı.

"Ağlamam."

"Küçük yalancı."

"Sende yalancısın, hem de en büyüğü! En en büyüğü!"

"Öyleyim..."

"Ateş yine olsa, yine yapar mıydın aynı şeyi?"

Düşünmedi, düşünmesini istedim. "Yapmazdım," dediğinde gözlerimden hayal kırıklıkları aktı. "Kaybettim, bir yıldız gibi kaydın ve ben seni öylece izledim." Avucu yanağımın üstüne konarken yüzüm tenine mahkum oldu. Karanlık gözlerinden seçilebilen tek şey kederi oldu, damla damla sızdı gözlerine ve damla damla akamadı. "Şimdi bende ardından kayıyorum, seninle ölüme geleceğim Kibrit Ateşi."

"Ardımdan geleceksen ölmenin ne anlamı kalır KatilAdam?"

"Senin için belki kalmaz ama..." Fısıldarken nefesi yüzüme sirayet etti. "Seninle olursa, ölümüm güzelleşir."

Dişlerimin arasından azarlar bir tonda "Fısıldama!" diye uyardığımda

"Neden?" dedi meydan okuyucu bir tınıyla. "Yoksa öper misin?"

"Öpmem!"

"Kesinlikle, beni öpmeden ölmeyeceğim Sena."

İki elimi aynı anda kaldırdığımda dudaklarının üstünü örttüm. Ehvenişer sesimle "Sus sus sus," diye tekrar ederken kafamı oynattım. "Ölümden bahsetme." Ölümünden bahsetme Ateş, konu sen olursan ölümlerin güzelliğine inanmam. "Başka konuşacak konumuz mu yok sanki?! Ha, kavga edelim kardeş kardeş ne güzel! Bağıralım çağıralım dövüşelim ama ölümden bahsetme sen! Tamam mı?" Herhangi bir yanıt vermediğinde "Tamam mı?" diye sordum bir kez daha.

Ellerimin dudaklarının üstünde olduğunu öpüşünü hissettiğim an hatırlarken bileklerimi nazikçe kavradı, iki avuç içimi de ayrı ayrı öperken "Hayır," dedi.

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin