14. Bölüm: Tek Başıma

3.6K 257 10
                                    

14. Bölüm: Tek Başıma

*Mesafelerin varlığı kime göre, neye göre? Ben seni kalbimin attığı her an yanımda hissediyorum.*

20 Eylül 2019

Güzel bir gelecek hayal edenlere karşı yapacak hiçbir şey bulamazdınız. Her şeyi açık açık yüzüne vursanız da anlamazlar, kendileri yaşasalar da. Bugünler umurlarında olmaz onların, ateşe verirler. Oysaki bilmezler mi, bugünler dünlerde yarındı. Dünler umurlarında olmaz onların, yarınları güzel şekillendirmek için uğraşırlar. Oysaki bilmez miydim, sen çabalamadıkça hayat sana güzel hiçbir şey vermezdi.

Oysaki ben bilmez miydim; bir insanın elinden her şeyi almayı başarırdın, hayallerine dokunamazdın.

Semadan yere çakılan bir kuşun kırılan kanatlarında ölmek geçerken sayısız kez içinden ona bir daha uçamamak ceza olarak veriliyor. O kuşun elinden her şeyini almış oldular, kuşun her şeyi yalnızca iki kanattan ibaretken o kanatları aldılar. Ağladı kuş, vazgeçti, bitti sandı, acıdan kıvrandı, ona kanatlarını saranları kovdu. O, kendi kanatlarını istiyordu yalnızca, başkasının kanatlarını sarmasını değil. Sonra bir gece ansızın düşündü, uçabildiğini. Tıpkı eski günlerdeki gibi, gökyüzünde süzülebilmeyi zihninden çok kez geçirdi. Zihninde olan kalbine süzerken zamanlar boca oldu ve hayalleri yıllar boyunca sürdü. O kuş öldü ve o kuş ölürken gökyüzünün maviliğinde kayboluyordu. O kuş öldü ve o kuş ölmeden önce kanatlarını hissediyordu. O kuş öldü ve o kuş ölmeden önce uçuyordu.

Hayallerinde ama gerçekte.

"Sevda'ya ne yaptığını hâlâ bilmiyorum Ateş," derken neredeyse sitem ediyor kıvamdaydım. "Anlamıyorsun, okula gittiğim süre zarfına kadar kafamı çevirdiğim her yerde gördüm ben onu. Ya bari ben ona döndüğümde kafasını başka bir yöne çevirmeyi akıl edebilseydi. Yok, umrunda olmuyordu. Ben baktıkça o daha çok bakıyordu ve bu çok kötü bir şey!"

"Sadece Sevda mı öyleydi?" diye sordu.

"Anlamadım?"

"Çok dikkatsizsin, diyorum Sena. Çok..."

Kafamı salladım. "Sorularıma yanıt vermiyorsun!" derken bu kez açıkça sitem ediyordum. "Ya farklı bir yöne çekiyorsun ya da soruyla karşılık veriyorsun, her zaman?"

"Öyle mi yapıyorum?" dediğinde, yine yeniden bana soru sormuştu ve büzülen dudaklarından anladım ki bunun farkında dahi değildi.

"Öyle yapıyorsun, dediğimde bana yine soru mu soracaksın?"

Kafasını iki yana salladı, daldığı yerden kopmak istercesine oturuşunu düzeltti. "Sormayacağım," diyen diline daldığı gözleri ses olmak istiyordu ama hayır, o buna izin vermedi. "Ve emin olabilirsin ki, Sevda'ya hiçbir şey yapmadım. Ne ruhen, ne bedenen ne de herhangi bir şekilde benden ona kötülük bulaşmadı."

"Buna inanmazdım zaten." Döküldü kalbimin konuşan yanından, istemsizce. Gözlerimdeki pusulanın yönünü onun gözleri yaptığımda onun gözleri her zaman, hangi tarafa dönersem döneyim olduğu gibi gözlerimi buldu. "Birine hayat veren, başka birinden hayat çalamaz." Sonra içimin geçmişe koşan yanından nida sesleri koparken boğazım yutkunuşlarla susmasını istedi ama hayır, zamanında bununla da canı yanmıştı, hatırlayınca duramazdı. "O gün, ben Rize'den gittiğim gün; neden hiç gözlerime bakmadın?"

Tam şimdi gözlerimin içine baktı.

Daha çok konuşasım geldiyse de bu kez sustum.

HARABEWhere stories live. Discover now