Beklenilmeyen

18.7K 847 332
                                    

Bacaklarım beni taşıyamıyordu, korkudan titriyordum. Gözlerim dolduğu için etrafı net göremiyor, daha fazlasının gelmemesi için kendimi tutuyordum. Derin bir nefes alarak arabaya tutunmaktan vazgeçerek Cenk'in ardından yürümeye başladım.

Bir fabrikanın deposunun önündeydik ve içeri de en değer verdiğim insan vardı, sakin olmalı ve onu oradan çekip almalıydım.

Ciğerlerime yeniden nefes doldurduğum da Cenk bana dönmüştü. "Layel hanım siz isterseniz araba da bekleyin." Gözlerimi yeni açıldığı belli olan fabrikadan çekerek ona baktım. Bakışlarım susmasına yetmişti, hiç kimse beni durduramazdı. Bir iki adım attıktan sonra gördüğüm adamlar ile rahat bir nefes aldım, korumalarımın çoğu gelmişti. Bizi gören biri hızla yanımıza gelerek selam verdi.

"Efendim içeri de on iki kişi var, harekete geçmemizi söylediğiniz an içeriye gireceğiz."

Yutkundum.

"Afra iyi değil mi?"

Adam başını yere eğdi, dudaklarım titredi.

"Bilemiyoruz, onu görmedik ama onu buraya getirdiklerinden eminiz."

Bakışlarımı adamdan çekmeme neden olan bir ses kalbimin deli gibi çarpmasını sağladı, bir el silah sesi. Gözlerim kocaman açıldı ve hiçbir şeyi görmüyormuş gibi koşmaya başladım. Kolumdan sıkıca tutan biri ağzımdan çıkacak olan çığlığı avucu ile engellemişti.

"Layel hanım sakin olun."

Cenk beni bıraktığın da ardımda ki adamlara bağırdım.

"BANA AFRAYI GETIRIN, SAĞ SALİM ONU BANA GETIRIN!"

Emrim ile çevremi saran adamlarla giriş kapısının önüne geldiğimiz de kapı açılmış ve iki kişinin yer de baygın olduğunu gördüm. Cenk'e baktığım da önümüzden bazı adamların içeriye girdiğini anlamıştım. Beni hem koruyorlardı hem de işlerini sağlama alıyorlardı. Içeriye adım attığımız an da fabrikadan silah sesleri yükseldi, bizden haberdar olduklarını bildiğim için dudaklarımı aralayarak bağırdım.

"AFRA!?"

Fabrikanın içerisin de yankılanan çığlığım ile beraber kısa bir sessizlik oluşmuştu, bağırışım herkesin dikkatini çekmişti ama bu çok kısa sürdü. Susan silahlar tekrar ateşlenmiş, sessizliğe bürünen fabrika gürültüleri için de bastırmıştı. Cenk'in kolundan kurtulup koşmaya başladım, nereye gideceğime dair hiçbir fikrim yoktu ama onu bulmam gerekiyordu. Silah seslerinin azaldığı bir yere ulaştığım da çevremde hiç kimse yoktu, yalnız kalmıştım. Titreyen ellerimi sıkarak dikkatle yürüyordum, en ufak bir sese karşı dikkat kesiliyor bir şey olmadığını anlayınca yoluma devam ediyordum. Kocaman bir fabrikanın içerisinde birini arıyordum, tek başıma onu bulmayı umut ediyordum.

Hızla koşan ayak seslerini duyduğum an da saklanacak bir yer aramaya başladım, boyumdan daha büyük olan birkaç açık kutuyu gördüğüm de onlara yaklaşarak arkasına saklandım, koşarak uzaklaşan adamların ayakkabılarını izlemiştim. Uzaklaşan siyah ayakkabılar gözükmediğinde tuttuğum nefesini rahatça vermiştim. Ayağa kalktığım an da arkamda hissettiğim gölge ile gözlerimi kapatıp açtım, yakalanmıştım. Boynuma bastırılan soğuk cisimle tenim ürperdi, kendime küfür ettim. Daha dikkatli olmam gerekiyordu ama bir aptal gibi hemencecik yakalanmıştım.

"Arkana dön!"

Boğuk ve sert sesin sahibi ile derin bir nefes alarak yavaşça ona döndüm. Gördüğüm uzun boylu ve genç adam ile gözlerimi kısarak yüzüne baktım, bana doğrulttuğu silaha kısa bir bakış attıktan sonra ani bir manevra ile ayağımı silahına vurarak yere düşmesini sağladım. Adam benden bunu beklemediği için ikinci hareketimi de geç karşılamıştı, göğsüne tekme attığım da yere devrilmişti. Benden birkaç adım uzakta olan silahı alarak adamın başına dayadım, nefes nefese kaldığım için göğsüm hızla inip kalkıyordu.

CANINI YAKARIM (+18)Where stories live. Discover now