Sırlar

31.1K 1.1K 329
                                    

"Layel şimdi birkaç yeri gezdikten sonra bana gel ve seninle konuşalım tamam mı?"

Başımı salladım kendi kendime.

"Tamam avukat, yalnız her şeye rağmen sende önlem almalısın. Bu adamın sağı solu belli olmaz."

Pardon adam demişim, yaratık.

"Birde her şeyi hazırla, birkaç saate orada olurum ben."

"Tamam küçük hanım."

Kablosuz kulağı çıkarıp vitesin önünde ki telefonun yanına bıraktım. Yaratığa uyguladığım oyun işlemişti ve ben ondan kaçarak neyin ne olduğunu gösteriyordum. O zekiydi ama benden zeki değildi. İsteseydim oradan hemen o gün giderdim fakat sırtımın iyileşmesi için uğraş vermiştim. Fazla hareket etmiyor ve dikkat ediyordum. Bu yüzden iki gün öncesine göre çok daha iyiydim. Yaratığın benim için getirdiği ilk yardım malzemelerinden o anlamadan tentürdiyot almış ve görmesi için sırtıma biraz sürmüştüm. O onları kan sanmıştı, bu yüzden beni hastaneye götürmüştü. Yalanıma inanmış olması için bir sürü şey yapmıştım. Ayrıca üstümde her daim bulunan çipler sayesinde avukata söylediğim gibi gittiğim yerlere araba koyduruyordu.

Yaratığın ailemle veya geçmişimle hiçbir alakası yoktu. Benden nefret ediyordu ama bir sebepten dolayı bana ihtiyacı olduğu için hayatta tutuyordu. Ne acınası, nefret ettiği kişinin yaşaması için her şeyi yapıyordu. Ben kimseden nefret etmeyen biri olsam da Yaratıktan gün geçtikçe nefret ediyorum ve bu bana oldukça yabancı bir duygu.

Bir savaşın içindeydik ve ikimiz de kaybetmekten nefret ediyorduk. Bu yüzden birimiz kazanacak, birimiz kaybedecektik ve kaybedilen şey can olacaktı.

Erkeklerden sonuç itibariyle neden uzak durduğum belliydi. Babam anneme kör kütük aşık olmasına rağmen ölümünden iki yıl sonra evlenmişti ve hatta çocuğu vardı. Umut benim için hayata umut olduğu için seviniyordum ama baba kız beraber de her şeyin üstünden geçebilirdik. Babamla aramda aşılması zor mesafeler vardı ve ben uğraşmamayı tercih ediyordum. Çünkü her türlü nedensizce onu suçlayacak bir şey buluyordum. Onun değil de annemin mirasını kabul ettiğim için kendine yediremiyordu, en çokta buna canım yanıyordu. Neden böyle yaptığımı değil de insanlar ne der diye bana kabul ettirmeye çalışıyordu.

Cemiyetin önde gelenleri babamın ismiyle değil de annemin ismiyle beni tanıyordu. Bundan oldukça mutluydum. Ben babamın kızı değil de annemin kızıyım.

Tünelden çıktığım da karşıma serilen uzun yola odaklandım. Bir km sonra hedefime ulaşacaktım, ki üç saattir peşimde olası takipleri engellemeye çalışıyordum. Dört araba değiştirmiş olmama rağmen yine de kendimi riske atmamak için dikkatli davranıyordum. Farkındaydım, kaçmam beklediği bir şeydi ve buna hiç şaşırmayacağını da biliyordum. Sorular sormaya başladığımda dipsiz bir çukura çekildiğim için bir süre düşünmemeyi tercih ederek daha sonraya bıraktım.

Evin büyük kapıları bana açıldığında gergin bir yüz ifadesiyle içeriye girdim. Camlar tamamen siyah kaplı olduğu için beni kimse görmüyordu ama hiçbir şey yapmamışlar içeriye geçmeme izin vermişlerdi. Arabayı durdurup dışarıya çıktığım da ise beni kocaman bir adam karşıladı. Siyah gözlükleri ve kulağın da ki kulaklıklarıyla korumalardan biri olduğunu anlamıştım.

"Buyurun Layel hanım."

Koluyla gösterdiği yere döndü bakışlarım. Ev villa olsa bile haddinden fazla adam vardı çevresinde, garipsemiştim. Büyük kapıdan girdiğimizde karşıma kollarını bana doğru açan kişiye hızla ilerleyip sıkıca sarıldım.

"Layel özlemişim."

Gülümsedim ve geri çekilerek aklamaya başlayan siyah saçlarında gözlerimi gezdirdim.

CANINI YAKARIM (+18)Kde žijí příběhy. Začni objevovat