Kıskanç

22.1K 776 398
                                    

"Siktir!"

Sırıtışıma engel olamadım, bakışlarını vücudumda gezdirmeyi bırakıp irislerime odaklandı.

"Düşündüm de evde kalsak daha iyi olmaz mı?"

Erkekler çok basit yaratıklardı, ne kadar burnundan kıl aldırmayan birine benzese de Yaratık'ta öyleydi. Kıkırdadım.

"Bunca hazırlıktan sonra mı, asla olmaz."

Bana biraz daha yaklaştı, dudaklarımız arasında santimler vardı.

"Ben zevkle çıkarabilirim."

Dudaklarımı yaladım. Mavi irisleri koyulaştı.

"Zevkle taşımayı tercih ederim."

Dudaklarını dudaklarıma sürttü.

"Denemeye değerdi."

Göz kırpıp elimi tuttu, tek kaşımı kaldırıp onun bana yol verişine karşılık olarak önünden yürüdüm. Zeminde topuklularımın sesinin yanı sıra onun da adımlarının sesi vardı. Arada dönüp baksam da o bakışlarını benden hiç çekmiyordu, irislerinin değdiği her yeri tenimde hissediyordum. Orada yürürken düşündüğüm tek şey birbirimize olan uyumumuzdu, gereğinden fazla uyumluyduk hem de.

Yazandan...

'Uyum' ikisi yan yana yürürken zihinlerinde aynı sözcüğün olduğunu bilmiyorlardı.

Genç adam önünden yürüyen kadını mavi irislerinin ardından dikkatle izliyordu. Ilk defa bütün duyguları aynı şeyi söylüyordu.

Çok güzel..

Bunun farkında olmamak için kör olmak gerekirdi, güzelliği ile her şeyi elde edebilecek bir kadındı o. Fakat Layel buna hiç başvurmazdı çünkü onu üstün tutan asıl özelliği zekasıydı. Zekasını ilk başta hafife aldığını itiraf ediyordu ama şimdi kendi zekasıyla yarışacak biriyle evlendiğini biliyordu. Bu kadını ondan iyi kimse görmüyor ve tanımıyordu. İçinde bir ses fısıldadı.

Onlardan biri olmayı ve kollarında ki kadını bu kadar iyi tanımamayı isterdi.

Boğazını temizlediğinde parlayan irisleri sisli bir bulutun arkasına gizlenmişti. Layel bu değişimi tenine değen parmaklardan hissetmişti, ne olduğunu anlayamasa da bir şeylerin Mensah'ın kafasında takılı kaldığını biliyordu. Bu onu rahatsız etmek yerine sadece işine gelirdi. Mensah ile evden çıktıklarında kapıda ki araba onları bekliyordu, Mensah'ın eli ellerinin arasından kayıp gittiğinde Layel bakışlarını ona çevirdi. Mensah bakışlarına karşılık vermek yerine arabanın kapısını açan korumaya bakmış ardından arabada ki yerini almıştı. Layel yanına oturduktan sonra bir anda buz dağına dönmüş olan adama bakmak yerine hiçbir şey olmamış gibi bakışlarını yola çevirdi. Layel az önce ona dokunan ellerinin sıcaklığının an be an gittiğine şahit olmuş nasıl bu kadar çabuk duygu değiştirdiğini anlamaya çalışıyordu. Bunun gibi ani duygu değişimi yasayan birini daha tanıyordu.

Kendisini.

Umursamamayı seçti. Yol boyunca ikisindende ses çıkmadı, Layel bir saniyeliğine ona baktığında düşüncelere daldığını görmüştü. Mensah üstünde ki bakışları hissettiğinde yavaşça mavilerini ona çevirdi. Göz göze geldiklerinde bir süre öylece kaldılar. Hala hiçbir şey hissetmiyordu. Ne kadın adama karşı bir sevgi besliyordu ne de adam ona karşı en ufak bir merhamet. Hala düşmanlardı ve ikisi de sırada ki hamleyi bekliyorlardı. Mensah sıranın Layel de olduğunu biliyordu, en kısa sürede başına getireceği şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Fakat Layel dikkatliydi, Mensah'a en ufak açık vermiyordu. Büyüleyici diye düşündü, karşısında ki kadın onun kadar iyiydi.

CANINI YAKARIM (+18)Where stories live. Discover now