Yaratık

50.3K 1.5K 1K
                                    

Gözlerim bana ihanet etmiş gibi bir an olsun mavi ışıklardan ayrılmıyordu. Parmağım hala dudaklarının üstündeydi ve ateşe dokunmuşum gibi parmaklarımı hızla kendime çekmiştim. Dudaklarım titrerken hızlı bir hareketle ayağa kalktım. Işığı açtığım da gördüğüm şeyin kabus olmadığını aksine hiç olmayacak kadar gerçek olduğunu gördüm. Titrek sesim odayı doldurduğun da bu durumdan keyif aldığı her halinden belliydi.

"Sen beni nasıl? Niye buradasın? Kimsin sen ya!"

Mavi irisleri tüm vücudumu süzen bir bakış attı ve bana attığı bir adımla bağırdım.

"Sakın bana yaklaşma!"

Dudağının kenarı yukarı doğru kalktı ve bana attığı adımları durdurdu.

"Bakalım ne yapıyorsun diye geldim. "

"Ne saçmalıyorsun sen, defol git evimden!"

"Eğer bir daha bana saçmalıyorsun dersen ve o adımı atarsan seni pişman ederim."

Söylediklerini duymamıştım bile, hızla odadan çıkıp arka odanın bahçeye çıkan kapısından dışarıya fırladım. Kararan gökyüzü ve kapkaranlık ormana baktım, derin bir nefes alarak duraksamadan koşmaya devam ettim, her hareketimde sızlayan vücuduma ve arkamda ki adama saydırdım. Tenime işlenen buz gibi hisle arkama döndüm, hiçbir şey yapmamış kaldığım odanın balkonundan bana bakıyordu. Pes edeceğimi sanıyordu ama umursamadım. Ormana girdiğim de kulağıma dolan sesle vücudumu az öncekinden daha beter bir titreme aldı. Karşımda karanlığın içinden gördüğüm ışıldayan gözlerle koşmam durmuş sadece onlara odaklanmıştım.

Titreyerek yere düştüğümde arkamdan niye gelmediğini anlamıştım. Bana kızıl gözlerle bakan bir çift köpek vardı, pitbull cinsi ve ben bu hayatta köpeklerden çok hiçbir şeyden korkmazdım. Zangırdayarak titreyen bedenime gözlerini dikmiş bakıyorlardı, büyü yapılmış gibi gözlerinden bakışlarımı çekmiyordum. Annem söylemişti "korkarsan bunu köpek anlar." Önümde ki iki köpek onlardan deli gibi korktuğumu biliyordu o zaman. Üstüme doğru hızla geldiklerinde kolumla gözlerimi kapatmış, verecekleri zararı kabullenmiştim. Vücudumda kalıcı olan bir ize yenisi eklenmiş olacaktı.

Köpeklerin hırlayan sesleri yanımdan geçmesiyle felç geçiren vücudum yavaşça gittikleri yeri görmek için çevrilmişti. Gözlerim korkuyla büyümüştü, az öncekinin çok üstünde bir korku boğazımı sarmaladı. Köpekler yaratığın önünde diz çökmüş onlara kesinlikle ters gelecek şekilde ona şirinlik yapıyorlardı. Kalbim spazm geçiren birinin attığı gibi atarken bedenim elektrik yemiş hissine karşı koyamıyordu. Ölüm saçan mavi gözleri üstümden bir an olsun çekilmiyordu, kanımın donduğunu atmadığını söyleseler inanırdım. Bu görüntüden çok korkmuştum, hayatımda korktuğum iki şey yan yana ve dostlardı. Kurtulmam lazımdı, hemde hemen.

Kalçamın üstünde biraz geriye kaçtım, bakışlarımı gözlerinden çekemiyor olsam da o önünde ki iki yaratıkla oynuyordu. Ben burda korkudan ölürken hem de. Tenime değen soğuktan daha sertti sesi.

"Bir santim daha kıpırda bakalım ne oluyor?"

Bedenim kaskatı kesilirken durmuştum, köpekleri bırakıp bana doğru geldiğin de bana dokunmaması için kendim kalkmış olsam da koluma mengene gibi yapışmıştı. Peşinden beni hiç yokmuşum gibi sürüklerken kendime saydırma seansı yapıyordum, evimi bırakıp nereye gidiyordum acaba? Aklım bu durumdan kurtulmam için önüme milyonlarca yol koyarken ben aralarında köpeklere denk gelmeyeceğim şekilde seçiyordum. Salonun balkon kapısından beni içeriye fırlattığında inlememek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Ona acı çektiğimi göstermeyecektim.

CANINI YAKARIM (+18)Where stories live. Discover now