Oyun

16.5K 754 335
                                    

Medya~ Model- Sarı Kurdeleler

İhanet, hücrelerimden içeriye sızan bu sözcük beni sarmaladı. Derime iğneler batırılıyormuş gibi canım acıyordu, boğazım da nefes almamı engelleyen eller vardı. Ben bundan nefret etmiştim, sevdiğim birinin beni yerden yere vurmasını, acımadan yıkmasına dayanamamıştım.

Canım acıyor.

İhanetini gördüğüm kişi benim en güvendiğim iki insandan biriydi.

Yıkılırsam ayakta tutardı o.

Neden şimdi yıkmıştı?

Bana bunu nasıl yapabilmişti?

Boğazımı yakan bir nefesi ciğerlerime çektim.

Canım acıyor.

Aramızda santimlerin olduğu Yaratığın koluna tutundum, gözlerim onun yüzünden yere inmişti. Benimle yeni tanışıyormuş gibi davranmasına neredeyse ben bile inanacaktım, o kadar acınasıydım ki o olmadığına inanmak istedim. Sesini, gözlerini, her şeyini inkar etmeye hazırdım. Bir sözüne bakardı, onun olmadığına inanmak isterdim.

Çünkü onun bu ihanetiyle nasıl başa çıkabilirim bilmiyorum, bu gerçek beni öldürürdü.

"İyi misin?"

Kafamda defalarca kez yankılanan bu soru hemen dibimde, bana kıstığı gözleriyle bakan Yaratıktı.

"Gi-gidelim mi?"

Sağ elini yanağıma, daha sonra alnıma koydu.

"Neyin var?"

Gözlerim doldu sorduğu sorunun ardından, kimsenin yüzüne bakacak cesaretim yoktu. Başımı göğsüne yasladım, kaskatı kesildi.

"Gidelim."

Bizi herkesin göz hapsine aldığını biliyordum, umrumda değildi. Bu yük ağır gelmişti, bu yük çok ağır gelmişti. Yaratıkla oradan çıkmamız iki dakikayı bile bulmadı, ihtiyacım olduğunu biliyormuş gibi beni hızla oradan çıkarmıştı. Amcası ya da yengesiyle vedalaşmamıştı bile, yengesi mi? Dalga mı geçiyordu beynim benimle? Arabaya doğru yürümeyi beklerken Yaratık belimi sıkıca kavramış beni başka yöne doğru yönlendirdi. En az o ev kadar büyük bir evin önüne geldiğimiz de bakışlarımı o eve çevirdim. Bu kalacağımız ev miydi?

"Hayır, bu bizim değil amcamın evi."

Bizim demesinden çok amcam sözcüğüne takılı kaldım, yeniden bütün olaylar üstüme yıkıldı. Yürümeye devam ettik, o evin yanında ki iki katlı evin önünde durduğumuz da Yaratık elimi bırakmadan kapıyı açmayı başarmıştı. Sanki elimi bırakırsa düşecekmişim gibi hissetmiştim. Yaratığı diğerlerine tercih ederdim, ne yaparsa yapsın şaşırmazdım ama güvendiğim kişilerin ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Yaratığın yaptığı şey beni üzmezdi ama Avukat... beni resmen yerle bir etmişti.

Canımı yakmıştı.

Canımın yanmasına dayanamazdı o.

Yakanı yıkardı.

Neden yakıp yıkan o olmuştu.

O benim ablamdı, kan bağımız olmasa da bağımız varmış gibi hissederdim.

Canımı yakmıştı.

Eve girdiğimiz de elimi tutmayı bırakmamış kapıyı ardımızdan kapatarak beni yürütmeye devam etti. Kendimden bağımsızdı vücudum, götürdüğü yere gidiyordum. Bana vücudunu döndü, elleri avuçlarımdan kayıp gitmişti şimdi. Yaşlarla dolan gözlerim elimi bıraktığı elindeydi şimdi.

CANINI YAKARIM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin