Başkası

17.7K 808 498
                                    

Her an beklemediğim zaman da karşıma çıktığı için hazırlıklı olmam gerekirdi belki de ama yine şaşırmaktan kendimi alamadım. Bakışları yanımda ki Yağız'dan bir an olsun ayrılmıyor, onu koyulaşan irisleriyle izliyordu.

"Mensah?"

Yağız'ın şaşkın sesiyle bakışlarımı ona çevirdim, yüzünde ki ifadeden nedense evli olmama değil de evlendiğim kişiye şaşırmış görünüyordu.

"Enişte!"

Umut'un çocuksu sevinci orada dönen kötü havayı dağıtmaya yetmedi. Yaratık bakışlarını Umut'a döndürdü, ifadesi anında tuzla buz olmuş gözlerinin içi yumuşamıştı. Garip ortamın nedeni Yaratık ve Yağız'dı. Ikisi de garipti, ortada bir şey vardı ama ben göremiyordum. Umut kollarını Yaratığın boynuna doladığında bedenimde büyük bir şaşkınlık peydah oldu, onunla ne ara bu kadar yakınlarmışlardı? Varlığımı unutup Yaratığa sarılan Umut'a bakmayı kesip bakışlarının ağırlığı altında cevapsız kalamadığım Yaratığa çevirdim gözlerimi. Gözleriyle buluştuğum anda zihnimde gün boyunca en derinlere gizlediğim anı gün yüzüne çıktı, bakışlarım saliselik dudaklarına kaydı. Anında yukarıya doğru kıvrılan dudağıyla tenim alev alev yanmaya başladı, rezil olmuştum.

~

Araba da konuşan tek kişi Umut'tu, ara sıra onun sorularına karşılık veren Yaratık dışında yola çıktığımızdan beri tek kelime etmeden bakışlarımı yoldan ayırmadım. Evet, onun arabasındaydık. Umut'un beraber gitmemiz için yaptığı duygu sömürüsüne hemen kanmıştım. Sessiz kalmamın asıl nedeni bugün yaşanılan olaydı, çalıştığım anlarda düşünmemeye çalışsam da sürekli aklımdaydı. Bir sebebi yoktu, sadece kendime inanamıyorum...

Beni kendi elleriyle ölüme iten adamı öpmüştüm ben, hemde hiç çekinmeden.

Ona olan nefretim bütün duygularımı bastırıyordu ama o an, o an sadece onu öpmek istedim ve öptüm. ONU ÖPTÜM! Elimle boynumu ovdum, rahatlamam lazımdı. Sonuçta o beni canı istediği her an öpüyordu, buna anlam yüklemezdi değil mi? Bakışlarımı farkında olmadan yanımda yüzünde duygudan eser olmayan adama çevirdim. Onu öpmüş olmama şaşırmıştı sadece, evet onu öptüğümde bende şaşırmıştım ama onun bundan anlam çıkaracak kadar kalbinin olduğunu düşünmüyorum. Bu rahatsız hisseden yüreğime soğuk su gibi serpildi. Aramızda olan çekimin elbette farkındayım ve bu bana zorluk çıkarıyor. Dokunuşları herkesten farklıydı, ilk defa karşı cinsin bu kadar yakın davranması beni tabii ki garip hissettiriyor.

Bakışlarımı sadece sivri çenesine dikmiş, orada öylece duraksamıştım. Gözlerim yavaşça yukarıya tırmandığında bir kez daha insanı duygularından arındırılmış mavi irislerine takılı kaldım. Mavi... gözleri şuan mavinin koyu tonundaydı. Ifadesizliği, için de zerre yaşam kırıntısı olmayan gözleri beni dehşete düşürüyordu. Yaratık dememin asıl nedeni buydu, onu gördüğüm ilk anda gözlerinde nefretin en saf halini görmüş başka da bir şey görmemiştim. Gözümde avına odaklanmış, onu öldürmeyi bekleyen bir Yaratıktan farksız değildi. İrisleri bana döndüğünde yakalanmanın verdiği mahçuplukla önüme döndüm hızla. Ona bakmıyor olsam da bakışları üstümde durdu birkaç saniye, nefesimi tuttum.

"Ablan neden bu kadar sessiz, ben gelmeden önce bir şey mi oldu?"

Bana bakarak söylediği soru Umut içindi, Umut'ta sessizliğimi fark etmiş olmalıydı. Başını iki koltuğun arasından çıkartarak bana baktı, ona baktım.

"Su saçma bir şey söyledi-"

"Umut, kaç kez söyleyeceğim araba hareket ederken yerinden kıpırdama."

Dudak bükerek yerine yerleşti, onun konuşmasını engellemek için yapmıştım ama görünüşe göre Umut onu azarladığım için alınmıştı. Nefesimi pişman olmuş bir şekilde tutup önüme döndüm, Yaratık hala bizi izliyordu.

CANINI YAKARIM (+18)Where stories live. Discover now