Connor The Killer Series-1

2.6K 94 9
                                    

Merhaba ben Cody Cambers kurtarma timi lideriyim. Size mesleğimi, hayatımı bana kaybettiren şeyi yani yeşil giyimli bir herifin hayatımı nasıl mahvettiğini anlatacağım. Olaylar böyle başladı:

Telefonun çalma sesiyle yatağımda doğrulup telefonumu açtım, telefon komutanımdandı.

-Cody sana bir görev vereceğim.

-Emredin komutanım.

-Güney Afrika ormanlarında rehine durumu söz konusu git ve onları kurtar.

-Emredersiniz efendim diyerek telefonu kapattım. Timime olanları söyledim. Bu gece bizi helikopter alacaktı, hazırlandık. Özel aracımız geldi ve helikopter pistine yol aldık. Helikoptere bindik, sabaha orada olacaktık. Sonunda gelmiştik. Bizi ormana bıraktılar. Timime "birlik içinde olun neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz"  dedim. Artık içerideydik. İzci olan asker Toby işe koyuldu.

Kuzeye doğru gitmemiz gerek dedi ve bizde o yöne doğru yol aldık. 1-2 saat sonra barınak olan bir yerle karşılaştık. İçeri bomba atıp öndeki iki güvenliği hallettim. İçerden adamlar çıktı onları halletmemiz 10-15 dakika sürdü, içeri girdik. Rehinelerin yanına iki adam koyup merkeze götürmelerini istedim. Daha çok rehine olup olmadığını oğrenmek için ormanın derinliklerine indik. Gittikçe artan keskin bir kan kokusu vardı. Toby, tuzak var! Deyince hepimiz baktığı yere baktık. Toby ağaca çıktı ve ipi üstten açtı, yapraklar açıldı ve hiç bir zaman unutamayacağım bir manzara ile karşılaştım. En az 15 adam derisi yüzülüp ters asılmış.

Toby bir künye getirdi. Künyede Marvin Buller yazıyordu. Bu adamla daha önce iş yapmıştım. Kendisi bir komandoydu şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Nasıl olabilir komandolar kolay lokma insanlar değildir, nasıL ölmüş olabilir diye düşünmeden edemiyordum. Artık anlamıştım bizi rehine görevine değil bu işi çözmemiz için gönderildik. Timime buradan rehineleri kurtardığımız barakaya gidecektik yolda telsizle haber yollamamız gerekliydi. 24 saat sonra helikopter gelip bizi alacaktı, hızlı olmalıydık harekete geçtik. Koşar adımlarla ilerlerken bir asker tuzağa yakalandığı için hepimiz yakalandık, kocaman bir çukurun içindeydik. Dışarıda tek Toby kalmıştı.

Toby sarmaşık bulup bize uzattı. Çıkarken Toby'ye komut veriyordum derken ipi tutmayı bıraktı ve aşağı düştü. Sırtında da bir bıçak vardı endişelenmiştim ve korkuyordum. Buradan hemen çıkmam gerekiyordu. Etrafa bakarken aklıma Toby'nin izci olduğu için tırmanmak için techizatları aklıma geldi, onları alıp yukarı çıktık. Artık oraya hemen gitmemiz gerekti. 1-2 kilometre gittik ve artık yorulmuştuk. Bir mağara bulup kafa fenerlerimizi açtık ve barınak yaptık. Ateş yakmak için 3 kişi odun 3 kişi taş bulacaktı. Ateş çukuru açmak için arazi takip aletimi çıkarttım ve kazdım ve beklemeye başladım. Askerler gereğinden fazla durmuşlardı, bende kestirmeye karar verdim.

30 dakika sonra uyandım. Askerler hala gelmemişti ama bir gariplik vardı. Mağaranın başında sanki 5-6 şeyin gölgesi vardı. Silahımı alıp bir yere pustum, ilerlemeye başladım. Silahımı çektim ve olduğum yerden çıktım. Önümde 6 tane derisi yüzülüp ters asılmış cesetlerle karşılaştım ve cesetlerin boynunda künyeler vardı. Düşündüğüm şey olmaması için dua ettim ama onlardı. Silah arkadaşlarım vahşice öldürülmüştü ve altlarında bir not:

"Oyuna hazır mısın ?" diyordu. Korku bütün bedenimi sarmıştı. Oradan çıktım ve koşmaya başladım. Eşyalarım da orada kalmıştı, savunmasızdım. Sadece bıçağım vardı. Koşarken önüme bir şey çıktı siyah yeşil maskeli bir adam. Maskesi ve üstü kan olmuş ve şu sözü hala kulaklarımda çınlıyor:

Hediyemi beğendin mi?" Bıçağımla ona saldırdım ama yaralama çabamın hepsinde başarısız oldum. Elindeki bıçağının dipçiğiyle suratıma o kadar sert vurdu ki bilincimi kaybedip bayıldım.

Kendimi bir hastane odasında buldum. Hemşire gelip bayıldığımı sonra dövüldüğümü söyledi sonra beni merkez alanının önunde bulmuslar. Evime sonunda geldim ama yerde bir not "Kurtulduğunu mu sanıyorsun?" diyordu. Evden çıkmak için kapıyı açtım ama o karşımdaydı. Yeşil siyah maskeli adam bana bir tekme atıp yere düşürdü. Üstüme çıkıp beni yumruklamaya başladı, ardından beni kaldırıp odama fırlattı. Masanın üstünden bıçağımı aldım ve saldırı pozisonu aldım. O da üstündeki bütün bıçakları çıkardı, bileğindekiler hariç.. Ve dövüşmeye başladık. Onun her vuruşu bana isabet geliyordu. Bir vuruşunu savuşturdum ve bıçağım maskesine isabet etti. Maskesi düştü. Suratı çizik izleriyle doluydu. Yerde dönerek bana bir çelme taktı ve bir bıçağının klipsini açtı. Bıçak muştaya döndü. Yüzüme 5-6 kez vurdu ve bilincimi kaybettim. Kendimi bağlı şekilde bir masada buldum. Masadaki vanaları germeye başladı ve masa ayrıldı. Belden aşağım kopmaya başladı ve ardından gözlerim karardı.

Emerald_Archer  tarafından yazılmıştır. İlk pastasının devamıdır. Teşekkürler..

NOT: Eğer hikayelerinizi gönderecekseniz yazım kurallarına, büyük küçük harflere filan dikkat ederseniz sevinirim :)

CreepyPastaWhere stories live. Discover now