Geçmişin Karanlık Lekesi

3.1K 136 23
                                    

Öğlen gibi biraz daralmıştım ve rahatlamak için evden çıkmıştım.
Starbucks'dan bir kahve aldıktan sonra sandalyelerden birini çektim ve kitabımı çıkardım.
Kaldığım cümleyi ararken arkamdan bir el hissettim ve ani bir hareketle arkamı döndüm.

" Elena Portlan ? " Sen de kimsin ?

" Merhaba, tanışıyor muyuz ? "

Garip görünüşlü, medyum tipli kadın karşımdaki sandalyeyi çekti ve bir anda oturdu. Ah Tanrım....

" Geçmişinde karanlık bir leke var. Elena Portlan, bu geceye dikkat et ! " Ciddi misin sen?

" Ha ha, çok komik ucube. Bu bir cadılar bayramı şakası mıydı ? Gerçekten iğrençti ! "
Gözlerini gözlerime sabitleyip aynı cümleyi tekrarladı.

" Elena Portlan, bu geceye dikkat et!"

Tanrım bu da ne?

Başımı gitmesi için olur manasında salladım, göz açıp kapayıncaya kadar uzaklaşmıştı bile.
Neyden bahsediyordu ? Kısa bir huh çekip kitaba döndüm fakat dikkatim çoktan dağılmıştı.
Kahvemden büyük bir yudum aldım ve ayaklandım.
Kahvenin yarısı hala bardaktaydı. Ceketimi kısa süreli bir uğraştan sonra sırtıma geçirdim.
Kapıya doğru ilerlediğimde camdan gerçekten saçma olan şeyi gördüm. 
Bir iki sirk ucubesi tipli aptal ellerinde 'Sen bittin Elena Portlan! ' yazan pankartla bana bakıyorlardı,
onlara bir el hareketi çektiğimde pankartı indirdiler ve bana karşılık verdiler.
Harika şakalar, beyinsizler.

Kapıyı hışımla açarak yanlarından geçtim ve taksi durağına ilerledim.
Bir tanesinin arkamdan Neden ? Diye bağırdığını duyar gibi olmuştum.
Biraz bekledikten sonra boş bir taksi buldum ve adresi söyledim. 
Evim yakındı fakat yürümek istememiştim. Geldiğimizde parayı adama uzattım ve arabadan indim.
Mükemmel, ihtişamlı apartman dairemize bakarak iç geçirdim.
Beni genellikle sevmezlerdi çünkü aykırı biri sayılırdım.
Ha bir de şu 'Wayne Brigton' olayı vardı...

Kapıyı kısa bir uğraş eşliğinde açtım ve içeri girdim.
Ev boş ve sakindi. Ne olması gerek ki ? Tek yaşıyorum...

Odama gidip ders kitaplarımı çıkardım. Final sınavlarım bu haftaydı ve geçemezsem mezuniyet hayallerim bütünlemeye kalacaktı.
Hukuk zordu, kanunlar vesaire vesaire..
Fakat bu bölümü seçtiğim için mutluydum, iyi bir avukat olacaktım.
Çantamla birlikte yatağa fırlattığım telefonumun mesaj sesi duyulmuştu. Muhtemelen Jake'ti.

Sandalyeyi geri ittirdim ve ayağa kalktım. Telefona baktığımda mesajın gizli numaradan olduğunu gördüm.
Mesajda 'NEDEN ELENA PORTLAN?' yazıyordu. Sizi lanet şakacılar....

Cadılar bayramından nefret ediyorum.
Telefonu elimden bırakırken bir mesaj daha geldi. Bir ses dosyası.
Ses dosyasını indirdim ve telefonu kulağıma yanaştırdım.

Marilyn Manson- This Is Halloween gönderilmişti.
Şarkıyı dinledim sonuna bir ses sıkıştırılmıştı, ''Geleceğiz'' diyordu. Bu da neyin nesi ?
Korkmaya başlamıştım, evde tek olmak istemiyordum.
Telefondan Jake'i aradım ve geceyi benimle geçirmesini rica ettim.
Canına minnet tabi ya, hemen kabul etti. Ayağa kalktım ve ders kitaplarımı kapattım..

Başımı ellerim arasına aldım ve beklemeye başladım.
5 dakika sonra zil çaldı ve ben yerimden adeta bir ok misali fırlayarak kapıyı açtım.
Jake kapıda görününce ona kocaman sarıldım ve ''Seni seviyorum'' dedim.
İçeri geçti ve konuşmaya başladık.

"Heey, sakin ol kızıl tehlike. Neler oldu ? "

Jake'e olan biten her şeyi bir çırpıda anlattım. Cevabı bir kahkaha olmuştu.

" Elena, korkmana gerek yok. Birkaç velet cadılar bayramı şakası yapıyordur. "

" Olsun sen yine de benimle kal " sesim ihtiyaç doluydu.
Kolları arasına girdim, beni kendine bastırdı ve alnımı öptü.
Biraz da olsa içim huzur dolmuştu. Jake ile bir film karesi gibiydi tanışmamız.
Ben onun kolları arasındaydım, beni sarıyordu ve mutluyduk.
Ayağa kalktı ve dolaptan pijamalarını çıkardı.
Ben de yanına gittim ve pijamalarımı alıp yan odaya gittim.
İçeri döndüğümde elinde birkaç filmle beni bekliyordu. Hangisi anlamında bana baktı.
Elimle Taşıyıcı 2 'yi gösterip "Bu"  dedim. Filmi taktı ve izlemeye başladık.
Filmin bitimine yakın bir kapı kırılma sesi duyduk. Jake bana baktı ve "Noluyor lan ?"  dedi.
Ona iyice sokuldum. İçerden This is Halloween duyuluyordu. Jake'e baktım" Onlar " dedim. Kulağıma sakin olmamı fısıldadı ve hemen salondaki masayı kapıya dayadı. Elimden tuttu ve koltuğun altına saklanmamı sağladıktan sonra kendi de diğer koltuğa girdi. Elimle ağzımı sıkı sıkı kapadım. Korkuyordum, ve sadece birkaç hırsız belki de şakacı olduklarına kendimi inandırmaya çalışıyordum. Jake bir kahkaha attı ve koltuktan çıktı. Benim koltuğuma eğildi ve "Korkma, kesin Dracula kılığına girmiş cadılar bayramı aptallarıdır !" dedi.

"Gidene kadar burada kalmak istiyorum "

" Pekala, onları göndereceğim"

Doğruldu ve kapıyı açtı.
Açtığı anda karşısına tiplerini tanıyamadığım 2 kız ve 1 oğlan Jake'e gözlerini dikti.
Sarışın ve uzun boylu olan elinde tuttuğu ve her yere elinden kan akıttığı cam parçasıyla Jake'in boğazını kesti.
Ağzımdan ufak bir çığlık çıktı.
Siyah saçlı ve üzeri kısmen temiz olan çocuk eğildi ve diğerlerine bağırdı "Millet, adamımız burada!"

Diğer ikisi de eğilip bana baktılar, gözlerimden yaşlar süzülüyordu.

Koltuğu kaldırdılar ve yukarıdan bana baktılar. Korkum iyice artmıştı. Tanrım, yardım et..

Ayağa kalktım ve korktuğumu pek belli etmemek için "Ne istiyorsunuz ucubeler ?" dedim.
Dışarıdan bir kahkaha sesi duyuldu. Gelen kişi sabah gördüğüm medyum tipli kadındı.
Çifte lanet olsun!

Dengemi kaybedip yere düştüm, hepsi hizama eğildiler ve bir anda "Neden ?" diye bağırmaya başladılar.
Neler oluyor ?

Medyum tipli kadın konuşmaya başladı.

Elena Portlan, beni neden ihbar ettin ? "

Sarışın kız gözlerimin içine bakıp " Neden Wayne'i ayarttın ? "

Esmer ve kalbinde kurşun izi olan kız " Neden polis baskınında beni sattın ? " dedi.
Denilenlerden hiçbir şey anlamıyordum, bunlar da kimdi ?

Esmer çocuk bana bir tokat atıp " Kız arkadaşıma evlenme teklifi edecektim o gece, beni neden ezdin ? "diye bağırdı.

Hepsine göz gezdirip" Sizi tanımıyorum " diye mırıldanmaya başladım. Sarışın kızı tanımıştım.
Amanda ! Ama diğerleri çıkmıyordu bir türlü.
Amanda yüzüme sağlam bir yumruk geçirip " Sorularımıza cevap ver ! " diye gürledi.

" Sizi tanımıyorum, ne yapmışım ? " dedim. Hepsi yavaş yavaş çıkıyordu.
Medyum tipli kadın gerçekten medyumdu, onu polise ihbar etmiştim.
Siyah saçlı kızla yani Branda'yla beraber uyuşturucu satıyorduk;
polis baskınında kaçmıştım ve onu orada bırakmıştım.
Daha sonra bir polisin onu vurduğunu duymuştum. Çocuk ise alkollü araç kurbanımdı.
Tanrım neler yapmışım.

Branda "Cevap ver" deyip duruyordu ben ise onları tanımadığımı söyleyip duruyordum.

Amanda "Boşversene" dedi ve hala elinde bulunan cam parçasını boğazıma dayadı.


-----------------------------------


Terler içinde, çığlık atarak uyandım.
Banyoda elimi yüzümü yıkadım ve rüyanın etkisinden çıkmaya çalıştım.
Bir rüyaydı bu !
Sanırım Amanda, Branda, Medyum ve o çocuk hatırlamamı istemişti.
Karnımın gurultusunu hissedip dışarda kahvaltı etme kararı aldım.
Üstümü değiştirip kapıdan çıktım. Yakındaki bir kafeye girip krep söyledim.
Çantamdan telefonu çıkarırken arkamdan bir el hissettim ve ani bir hareketle arkamı döndüm.
Medyumdu bu !!

Gözlerini gözlerime sabitleyip
"Geçmişinde karanlık bir leke var, bu geceye dikkat et Elena Portlan!" dedi.


@AsosyalMavist tarafından yazılmıştır. Çok hoş olmuş. Teşekkürlerr :D

CreepyPastaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin