19 ○ veda

2.1K 165 73
                                    

Playlist

Mitski - Love Me More
Mabel Matiz - Fırtınadayım
Elsa & Emilie - Run

Mitski - Love Me MoreMabel Matiz - FırtınadayımElsa & Emilie - Run

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Aramızdaki meseleye Önder Atahan'ın komada olduğunu öğrendiğimizde kendiliğinden ara verilmişti. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Salonda öylece oturup boşluğa bakıyor ve anlamaya çalışıyordum.

Az önce banyonun zeminindeydim, kendimle yüzleşiyor, kendimi affetmeye çabalıyordum. Sanki hiç yaşanmamış gibi geliyordu. Sanki ben değildim.

Öğrendiğim şey beni şimdiki zamana, dahası geleceğe çekiyordu. Müdürümüze ne olacaktı, ne kadar iyi biriydi, başına neden böyle bir şey geldi, Ömer nasıl, Neşe nasıl, ailesi nasıl, ona bir şey olursa ne yaparlar, iyileşecek mi, iyileşme ihtimali ne kadar yüksek... Boşluğun içinde sıkışan havaya çarparak daha da düşüyordum sanki.

Meriç için daha önemli biriydi, Önder abiydi. Benim en fazla en yakın arkadaşımın düğününe katılmış okul müdürümdü, yine de göğsüme yerleşmiş bir ateşle oturduğum yerde kalakalmıştım. Meriç'in neler hissettiğini tahmin edemiyordum bile. Odaya gitmiş, bir süre geri dönmemişti. Ona biraz zaman tanımak, hem de bu durumu önce kendi içimde kabullenmek için onu rahatsız etmemiştim. Göğsümdeki ateş ve kaygıyla büzüşen karnım beni olduğum yere kilitlemişken bir süre sonra Meriç üstünü değiştirmiş halde yanıma geri döndü. Kafamı kaldırıp onun dağılmış saçlarını düzeltişini izlerken "Bir yere mi gidiyorsun?"diye sordum. Sesim beklemediğim kadar acınası çıkmıştı. Sanki her an yeniden ağlamaya başlayacak ve bir bebek gibi kıvrılacaktım.

"Bizimkilerle vedalaşacağım. Gelmek ister misin?"

Gidecek miyiz diye sormak üzereyken tuttum kendimi. Elbette gidecektik. Greta ile vedalaşmak istiyor muydum? Dahası onunla karşılaşmaya hazır mıydım?

"Ne kadar kalacağız? Bavulları toparlamam için vakit var mı?"

Bunu sorarak kendime bir bahane yaratmaya çalıştıysam da acele etmiştim. Elbette zamanımız olacağını sustuğumda düşündüm.

"Uzun bir süre kalabiliriz. Uçak biletlerine baktım. Gece yarısı senin için uygunsa alacağım."

"Olur. Olur tabii."

İş yerime bu kadar ani ayrıldığımı iletmem biraz can sıkıcı ve üzücü olacaktı ama... "Çocukların yanına gitmeden kitapçıya uğrayabilir miyiz?"

"Olur."

Kurstakilerle o kadar bağım yoktu. İnternetten vedalaşmamı anlayacaklardı ama Rosetta'yı görebilirsem sevinirdim. Onu yüzüstü bırakmış gibi olsam da aslında öyle olmasını istemiyordum. Bu, neredeyse, benim kararım bile değildi.

TURUNCUWhere stories live. Discover now