24 ● kötülükten uzak, saf, katıksız

966 95 36
                                    

Playlist

Batuhan Kordel - Sıcak Şarap

( Selam! Nasılsınız? Umarım her şey yolundadır. Bu bölümümüz diğerleri kadar uzun olmadı farkındayım ama tatlı bir yerde bırakmak istedim. Sonraki bölümü iki haftaya değil haftaya ekleyebiliriz bu yüzden. Düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen <3 Instagram'da da genel olarak Turuncu için kısa bir soru+dilek+niyet kısmı açacağım :) Son bölümlerde benim unuttuğum ya da sizin istediğiniz bir şey varsa diye. Çok çok öpüyorum! Yorum ve oylamanız için teşekkürler! )




Charles'ı uçağına uğurladıktan sonra şehirde bir kafede Ömer ve Bora'yla buluştuk. Kuzeninin nişanı için birkaç günlüğüne şehre gelen Bora'ya Cansu hafta içi olduğu için eşlik edememişti. Ceren ve Semih olayından beri benimle arasına mesafe koyduğundan gelip gelmediğini son dakikaya kadar öğrenememiştim.

Çok yoğun, gelemedi, demişti Bora. Ama hepimizi çok özlemişti. Onun ilettiği kadarıyla beni de özlemişti. Ben buna o kadar inanmıyordum. Mesafelerin arkadaşlıkların dinamiğini değiştirdiğini artık biliyor, buna kafa yorarak kendimi daha fazla kırmıyordum. Eskiden günlerimi ayırdığım mevzular şimdilerde bir dudak bükme kadar sürüyordu.

Üniversite arkadaşımla kavgasız gürültüsüz sadece mesafelerin araya girmesiyle iletişimimiz yavaşça kopmuş, neredeyse hayatımda hiç var olmamış gibi silinip gitmişti. Her günümü birlikte geçirdiğim birini kaybetmenin canını acıtacağını düşünürdü on beş yaşındaki Kayla. Bir şeyler değişmişti artık.

Herkesin, Neşe'nin bile bir sebepten hayatımdan çıkabileceği gerçeğine alıştırmıştı hayat beni. Elbette ki bir noktada ne olursa olsun Neşe ile üstesinden gelme becerimize daha çok güveniyordum ama hemen sonra hayat diyordum. Belki o noktada ikimizden biri bir sebepten boş vermiş olur ve vazgeçerdi diye düşünebiliyordum. Bu ihtimallerin gerçekleşmesini istemesem de kendimi kırıp dökecek kadar bağlı hissetmiyordum artık. Bu yüzdendi belki de Cansu'yla aramı düzeltmek için uğraşmamıştım.

Yine de neler yaptığını, nasıl olduğunu Bora'ya sordum. Onunla ilgilendiğim için Bora memnun olsa da Cansu'nun ne hissedeceğine dair bir fikrim yoktu.

Otele dair birçok şey konuştuktan sonra neredeyse bir saati yazın hangi tarihte birlikte tatil yapacağımızı planlamaya çalışarak geçirdik. Ömer, yazın avukatlık bürosunu açmak istiyor, Bora bizim uygun zamanımıza göre özel ders takvimini ayarlayacağını söylüyordu. Özel bir kurumda çalışırken aynı anda özel dersler de vererek açmak istediği kulüp için para biriktiyordu.

Biz tam olarak ne zaman İtalya'ya döneceğimizi konuşmadığımızdan her şey biraz muallaktı ama sonuçta Ömer ne zaman uygunsa bizim de o tarihlerde müsait olabileceğimiz konusunda anlaşmaya vardık.

"Bence planlarımızı yaparken abimlere bir danışalım. Yazın nişan yapmak istediğini söylüyordu dün akşam. Öyle bir şey olursa siz sürekli git gel yapamazsınız o haftaya denk getiririz."

Nişanın adının geçmesi bile göğsüme bir ağırlık olarak çöktüğünde sesimi kaybettiğimi sandığımdan gıkımı çıkaramadım.

"Bir dakika ne oluyor?"

"Abim ve Nazlı abla görüşüyor. Sürpriz!"diye müjdeyi verdi Ömer. Bora'nın çenesi yere düşmeden Meriç onu çenesini kapaması konusunda uyardığında dehşet içinde kalmış gözleri bana çevrilmişti. Anneme karşı bu konu her açıldığında sürekli yaptığım için gülümsemeye çalışmak eskisi kadar zor değildi. Yapmacık gözükmemesi için bu sefer zorlamadığımda Bora bir şey demekte acele etmeden boğazını temizleyerek ve ağzının içinde bir şeyler geveleyerek biraz zaman kazandırdı kendine.

TURUNCUWhere stories live. Discover now