7 ○ keşif

10.4K 597 166
                                    

Playlist

Lewis Capaldi - Hold Me While You Wait

( Okumak için vakit ayırdığınız ve sabırla beklediğiniz için teşekkür ediyorum. Oylarınız ve değerli yorumlarınız için de kocaman teşekkürler, çok çok öpüyorum! ♡ )




Meriç gerçekten ne olduğunu anlatmamıştı. Bir hafta olmuştu ve ben artık sorarak öğrenmeye çalışmaktan vazgeçmek üzereydim. İpucu olabilecek sorularımı bile keşfetmiş artık ağzımdan çıkan her şeye dikkat eder, tartarak cevap verir olmuştu. Bana abarttığımı, büyük bir şey olmadığını, çıtayı kendi kendime yükselttiğimi söylüyordu. Sadece onun kendine yakıştıramadığı bir şeydi ve ben öğrenmek için ısrar ederek onu zor durumda bırakıyordum. Haklıydı. Çok kısa bir an ona hak vermiştim. Öte yandan ayrı olduğumuz süre boyunca benim karaoke salonlarında detoneli sesimle şarkı söylemem de herkese anlatmak istediğim gurur duyulacak bir hikaye değildi ve eğer Meriç gizlice, gerçekten gizlenerek, beni izlememiş olsaydı ona bundan hiçbir zaman bahsetmezdim. O sınırları aşabiliyordu ama ben aşamıyordum, öyle mi?

Tam olarak öyle kabul etmiyordum. Bana hiçbir zaman anlatmayacağını söylemişti. Başka bir şekilde öğrenebilirdim. Bununla ilgili bir engelim yoktu. Yalnızca gelecekte arkadaş olabileceğim insanları kullanmak istemiyordum ki onları evde verdiğimiz yemekten sonra bir kez bile görmemiştim. Görsem dahi ne kadar konuşkan olduklarını bilmiyordum. Planım hepsi bir aradayken ortaya bir soru atmaktı. Meriç onlara kaş göz etmediği sürece birisinin bir şeyler anlatabileceğini umuyordum. Merak ediyordum, bu engellenemezdi bir şeydi.

Meriç'in anlatmak istemediği olayları öğrenmeye çalışmam dışında İtalyanca kursum başlamıştı. Artık evde daha az vakit geçiriyordum. Sokakları da giderek daha iyi öğrenmiş, birçok yeri de çoktan görmüştüm. Bir sabaha karşı Meriç beni erkenden uyandırıp dışarı çıkardığında ne yaptığımızı çok anlamadan peşine takılmış ve sonra kendimi Trevi Çeşmesi'nin orada bulmuştum. Meriç kalabalık olmadan burayı görmemi istemişti. Birkaç saate kalmadan da etraf kalabalıklaşmıştı. Şehre gelen turistler çeşmenin önünde fotoğraf çekme, dinlenme ve arkalarını çeşmeye dönüp dilek tutarak omuzlarının üstünden suya para atma sırasını bazen sabırsız, bazen sabırlı şekilde beklerken daracık sokakta adım atmak bile imkansız hale geliyordu. Tüm bu kalabalıktan önce çeşmeyi görebildiğim için birkaç saat sonra mutluluğum daha da katlanmıştı. Kalabalıkta çoğu güzelliği kaçıracağımdan emindim. Poseidon, Demeter ve Hygieia heykellerine birileri omzumu dürtüklemeden dakikalarca hayranlıkla bakabilmiştim. Meriç aslında üç yeraltı su yolunun toplandığı ve üç sokağın keşimi olduğu için adının Trevi olduğunu söylese de Aşk Çeşmesi adıyla şehre daha çok turist çektiğini de belirtmişti. İnsanların para atarken birçok dilek dilediğini ama asıl inanışa göre suya para attığın takdirde Roma'ya bir daha geleceğini garantilemiş olduğunu da turistlerle biraz alay ederek dile getirmişti. Zaten dünyanın neresinde olursa olsun bir yerlere dilek dilemek amacıyla giden herkesle biraz alay ediyordu.

Her şehirde mutlaka bir yerlerde dilek ağaçları, çeşmesi olduğunu iddia ediyor, onlar yoksa bile insanların bir köprüyü o da olmazsa bir demiri kilitler asarak dilek merkezi haline getirdiklerini hafif alaycı bir gülümsemeyle eleştiriyordu. Dünya onun için maddeleri kutsal kılmakla yaşanabilecek kadar basit bir yer değildi. Olmamalıydı da.

"Fontana di Trevi," dedi Meriç ben elimle suyu dalgalandırırken. Çeşmenin diğer tarafında uzun boylu bir model kırmızı elbisesiyle fotoğraf çektiriyordu. Bizden on beş dakika sonra gelmişlerdi ve uzun süredir doğru pozu bulmaya çalışıyorlardı. "Nicola Salvi yapımına başladığında etrafında bu kadar çok sanattan uzak insanın vakit geçireceğini düşünür müydü sence?"

TURUNCUOù les histoires vivent. Découvrez maintenant