12 ● saklı kalmayan

1.3K 96 132
                                    

Playlist

Hoobastank - The Reason

Alan Walker x JOP - OK

Billie Eilish - Happier Than Ever




MERİÇ


Asansörün kapısı açıldığında nefesimi dışarı bırakıp koridora isteksiz bir adım attım. Holding anksiyetem vardı. Bunu özel olarak teşhis ettirmesem de biliyordum. Holding binası tek başına üstüme kabus gibi çökebiliyordu. Bir de içine girip temiz koridorlarında azap verici bir utanç yürüyüşü yapınca karanlık bir lekenin boğazımın üstüne oturduğunu hissediyordum. Bir çeşit panik atan yaşatan bu binanın içinde görmeye tahammül edemediğim yüzlerce insan vardı. Bu yüzden hedef odaklı yürümeyi, geri kalan her şeye kör olmayı zamanla kendime öğretmiştim. Bu bir çeşit zayıflıktı ve canımı sıkıyordu ama hayatımda lanet olasıca o kadar çok şey arızalıydı ki onları düzeltmeye çalışmaktan henüz bu holding kısmına vakit bulamamıştım. Bu şartlar altında kendimi etrafa körleştirmeyi bir şekilde başarılı buluyordum.

Bir geri sayım tuşuna basılmış gibi nefesimi tazeledim ve savaç akarken ilerledim. Nefret ettiğim yerde boğucu griliğin içinde yürürken adımlarım otomatik, gözlerim hedefe odaklıydı.

Burada biraz daha kalacaksam belki her şey gibi burayı da güzelleştirmesi için Kayla'dan burada çalışmasını istemeliydim... Evlilik bile onunla zihnimdeki örümcek ağlarla kaplı kullanılmayacak kuleyi yıkmış yerine bahçeli şirin bir ev inşa etmişti. Şirin... Siktir. Kelime dağarcığıma daha önce kullanma ihtiyacı hissetmeyeceğimi düşündüğüm eklemeler yapıyordu.

Zihniminde böyle sevimli kelimeler kullanmaya hiç hazırlıklı olmadığımdan bir an afallamıştım. Kendime hemen nerede ve ne amaçla olduğumu hatırlatıp toparlandım.

"Günaydın, Meriç Bey."

"Günaydın."dedim Demir ile ortak, daha çok Demir'in, asistanımıza. Demir'in görüşmesini yapıp işe aldığı genç bir kadındı. Aynı yaştaydık ve bu beni aşırı rahatsız ediyordu.

Holdingdeki insanlar on dört yaşımdan beri bana Meriç Bey diye hitap ediyordu. Yıllardır gördüklerime kendimi bir şekilde alıştırmıştım ama üniversiteden mezun olduğumuz yıl uzmanlaşmadığım alanda patron olurken sektörde muhtemelen yükselme hayalleri olan birinin asistanım olması midemi bulandırıyordu. Buraya ait bile değildim.

"Demir Bey, bugün ziyaret edeceğinizi haber vermişti."dedi yüzüne yerleştirdiği hoş bir gülümsemeyle. Bana karşı her zaman aşırı nazikti. "Odasında sizi bekliyor. Kahve ister misiniz?"

"Teşekkürler, Deniz. Bir şey istemiyorum."

Demir'in odasına doğru yürürken arkamda fazladan birkaç kelime ettiğim için şaşırdığını tahmin ettiğim bir kadını bıraktığımın farkındaydım. Doğrusu ona saygı duyuyordum. Demir'in ondan beklediği her şeye kısa sürede hakim olmuştu, çok çalışkandı ve bana tahammül ediyordu. Sırf bu sebeplerden benimle çok fazla muhatap olmasını istemiyordum. Beni asiste ederek bana kendimi kötü hissettirmekten daha fazlasını yapmıyordu. Bu ona kaba davranmamı gerektirmiyordu elbette. Ben de çareyi az iletişim kurmakta bulmuştum. Biraz da Kayla etkisi vardı. Bana bir şey yapıyor ve daha az gergin bir insan oluveriyordum.

Dün bütün günü birlikte geçirdikten sonra bu sabah ondan ayrılmak zor gelmişti. Bunun için ayrıca huysuz hissediyordum. Bir de Demir'in bin tane bahane sıralayıp beni şirkete çağırması üzerine babamın da bizi ziyaret edeceğini öğrenmiştim.

TURUNCUWhere stories live. Discover now