27 ● hiç

1.2K 99 35
                                    

Playlist

Emre Fel - Rüya

Julia Michaels - Heaven

Cem Adrian & Mark Eliyahu - Kül

Selaam tatlıcıklarım, çok çok az kaldığını bildirmek isterim zaten hissediyorsunuzdur. Direkt bölüm sayısı veremiyorum ama bir elin parmaklarını geçmez bundan sonra diye düşünüyorum :( Ağlamak yok ama, bu hikaye sizin ve karakterlerin sayesinde oldu. İyi ki diyorum ve yorumlarınızı bekleyerek aradan çekiliyorum. <3 )

Bana uzatılan dili yıllarca duymazdan gelmeyi bilmiştim ama en kıymetlime uzatıldığında o dil, kulaklarımı tıkayamıyordum bir türlü.

Annem benim için her şeyden önemliydi. Onun gülüşü, yüzündeki o sıcak tebessüm... O duyduklarını, duymazdı. Duymazdan gelmeyi ondan öğrenmiştim öğrenmesine ama gözlerindeki kırgınlığı da her defasında görmüştüm.

Evlenmeden çocuk sahibi olan bir kadındı annem. Kendi ayaklarının üstünde durup refaha erene kadar maruz kalmıştı o acımasızlığa. Kendi gücünü herkese ispat edene kadar çok daha fazla çalışması gerekmişti. Güçsüz gördüklerini eziyorlardı çünkü başkasına muhtaç gibi gördükleri kadın sanki onlara yüktü.

Kimseye yük olmamıştı annem. Arkadaşları vardı sadece destek olan. Bu yüzden benim için akrabalarımdan çok arkadaşlarım vardı.

Annemin arkasından konuşulanları duyarak geçirdiğim yıllar zihnime birçok kirli cümleyi kazımıştı. Onlardan kurtulmak için yerlerine katıyla güzel söz işlemem gerekmişti. Duymazdan gelebilmek büyümenin en büyük kanıtıydı belki de.

"Kayla... Bir şey söylemeyecek misin?"

Yolda tek kelime etmemiştim. Konuşmamak duvarlar arasında sıkışıp kaldığımı hissettiriyordu. İçimde birikenlerle tek başıma başa çıkmam zorluyordu beni. Öfkelendiğimi anlayabileceğini biliyordum ama açılamıyordum ona. Yol beni biraz sakinleştirse de eve geldiğimizden beri de karşılıklı oturuyor, hiçbir şey konuşmuyorduk.

Belki de bu sessizlik bir koruma kalkanıydı.

"Ben susmayı biliyorum Meriç."dediğimde başını hafifçe iki yana salladı. Korkutmaktan kaçınır gibi ses tonunu kısarak "Susmak zorunda değilsin."dedi.

"Öyleyim. Konuşarak zehirlemek istemiyorum kendimi. Bak! Zehir dedim. Artık bu kelimeyi her kullandığımda canım sıkılacak mı dersin? Yasaklı kelimeler arasına mı eklenecek? Yazamayacağım belki de. Kitaplarım basılacak bir gün ama bir kelime hep eksik kalacak. Okuyan kimse bilmeyecek. Canım sıkılmasın diye, canım sıkılıp senin de canını sıkmayayım seni annenle mahcup etmeyeyim diye kullanmayacağım o kelimeyi. Konuşmayayım çünkü konuştukça zehirleyeceğim ikimizi de Meriç. Sonunda annen haklı çıkmasın diye konuşmayayım."

Yanıma gelip ellerimi nazikçe tuttuğunda geri çekilip pencereye doğru döndüm. Ona bakarsam ağlardım bu yüzden dışarıya sakladım gözlerimi.

"Kayla,"dedi tekrar, sesi yumuşak bir melodi gibiydi. "Böyle düşünme ya da düşün, tamam, ama bu bende bir şeyi değiştirmeyecek."

Gözlerimi kırpıştırdım. Hala ona bakmıyordum, içimde biriken duyguların ağırlığı yüreğimi eziyordu artık.

Omuzlarımı sıvazlayarak kollarımı okşamaya başladığında ellerimi yüzümün üstüne kapattım, artık dışarıyı seyretmek de engelleyemiyordu göz yaşlarımı.

TURUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin