TURUNCU

6 ● nefes

Playlist

ZAYN - Sweat

●

Meriç'i beklerken ilişkimize bir şans vermenin ardından ayrı ülkelerde geçirdiğimiz süre boyunca biriktirdiğimiz sohbet geçmişinde kayboldum. İlişkimize olan inancımı dinç tutmak için sığındığım bir şey miydi yoksa beklerken kendimi doldurmamak için başvurduğum bir yol mu dürüst olmayacak kadar çıldırmanın eşiğindeydim. Farkına varmak istemediğim kadar ciddi bir tartışmaydı. Fazla ciddi şeyler söylemiştim ve bunların üstesinden gelemediği için gitmişti.

İyi olduğumuz sohbetlerin içinde kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Okul için Roma'ya geri döndüğü gün Buraya gelmelisin, yazmıştı. Bir gün oraya gideceğimden emindi. Hep.

Belki bir gün.

Seninle yürümek istediğim sokaklar var

Başka?

Sevdiğim bir pizzacı var sen de bayılırsın

Geleceğimden eminsin

İkna edeceğim sabırlı ol

Ben Roma'ya gidene kadar o pizzacı Roma'daki dükkanı kapatıp Napoli'ye taşınmıştı. Meriç benimle orada pizza yiyemediği için üzüldüğünü birkaç sefer belirtmişti.

Aralık ayında yaklaşan finallerime çalışırken çok stresliydim. O gece sabaha kadar çalışırken benimle birlikte uyanık kalmıştı.

Lisedeyken okulu pek de önemsemediğini sanıyordum.

Hep öyle gözükürüm ama notlarımı her zaman çok önemserim. Üstelik ders bırakmak bana aşırı aptal hissettiriyor. Her zaman başarılı olmam gerektiğini hissettim. Sanırım babamla ilgili bir travma 🥲

Olabilir. Benim baba travmam da beni ilişkileri sahiplenmemeye yöneltmişti. Galiba mağduru olduğumuz seçimleri kendimize örnek aldık.

Bu mesajı beni biraz düşündürmüştü. Ders çalışmayı bırakıp yatağımın içine geçerek örtünün altında bu mesajı dört beş kez okuduğumu dün gibi hatırlıyordum. Sonra nasıl bu ciddi konuyu eğlenceli bir yerden bakmaya çalışarak eritmeye çalıştığımı da.

Bunu kırmana sevindim ( kişisel sebeplerden )

Berbat biriydim. Berbat biri olmayı istiyordum. Kimsenin beni o halde gerçekten seveceğine inanmıyordum. Senin tarafından sevilmek öngördüğüm bir şey değildi.

Berbat biri değildin

İddianı sağlamlaştıracak bir örnek ver

Evden kaçtığımda benden çok hoşlanmıyorken bile bana yardım ettin

Senden hep çok hoşlanıyordum sadece bunu kabul etmek istemiyordum

Benden hoşlandığını zorlamadan, onu sıkıştırmadan, ısrar etmeden, kendiliğinden bu kadar kolay söylemesi çok hoşuma gitmişti. Sanki yeni tanıştığımız zaman ilk kez söylemişti. Öyle bir kelebek anıydı. Yastığı dirseklerimin arasına sıkıştırmış terk döküyor, aynı anda üşüyormuş gibi titriyordum. O anı hatırlamak karnımda benzer bir kıpırdanmaya sebep olsa da gerginlik daha fazlasını engelleyerek kelebekleri kafesin içinde tuttu.

Yine de yeni tanışmıştık ve benim için başını belaya sokmayı göze aldın

Muhtemelen seni eve dönmeye ikna etmeliydim. Bu daha doğru olurdu ama bana geldin. Kendi ayaklarınla. Seni geri göndermek işime gelmedi.