6 ○ gözler

10.1K 586 168
                                    

Playlist

Nilipek. - Gömülür

Sena Şener - Ölsem

- İki şarkıdan hangisi daha çok yakıştı bölüme karar veremedim -

( Yedi yıl, Turuncu'nun yazılma sebebi o yedi yıl ♡ Ben bugüne final yazarım diye düşünüyordum ama eskisi kadar hızlı değilim galiba. Olsun yedinci yılımıza özel bölümler gelmeye devam edecek. Finali ne zamana yetişir bilmiyorum. Anı yaşayarak tadını çıkaralım. Birlikte büyüdük, şimdi Kayla ve Meriç'i de büyümüş halde yazıyor olmak bana çok şey öğretiyor. Umarım hoşunuza gidiyordur hikayeleri. Yorumlarınızı okuyorum, çokça teşekkür ediyorum. Keyif alıyorsanız başka bir şey istemem, sizin için var Turuncu. Çok çok öpüyorum! )

31 OCAK! 7. Yılımız Kutlu Olsun! 🧡




Evimizde yeniden baş başa kaldığımızda ikimizin de üstüne bir ağırlık çökmüş ve masayı toparladıktan sonra salondaki kanepeye ayaklarımızı sürüyerek gitmiştik. Kendime yer edindiğim köşeye oturduktan sonra alnımı yumruk yaptığım elime yaslayıp Meriç'i izlemeye başladım. Gözlerini kapamıştı ama uyumadığını biliyordum. O dinlenirken ben kendi kafamda gecenin bir değerlendirmesini yaptım. Ben yalnızlığımı ve problemlerimi Birce'nin arkadaşlığı, Semih'in dostluğuyla atmaya çalışırken Meriç de burada kendine arkadaşlar edinmişti. Hepsi neşeli ve beni hatırlatmayacak insanlardı. Beni hatırlatmalarını, Meriç'in sürünmesini istemezdim. Beni hatırlatmamalarına aslında memnun olmuştum çünkü Meriç'i iyileştiren insanlardı bunlar. Melehan'daki hayatı onun bataklığı gibiydi ve orada iyileşmek istese bile çırpınıp dururdu. Resim oydu, o buraya kendini bulmaya gelmiş ve ailesinden, arkadaşlarından, benden uzaklaşması onun kendini bulmasına yardımcı olmuştu. Hepimizden bu kadar uzak kalmayı belki düşünmemişti ama hayat bizi bir noktada kendimizle baş başa bırakıyordu ve biz başrolü olduğumuz bu duruma ayak uydurmak dışında bir şey yapamıyorduk, elimizden gelmiyordu. Meriç bu tarihi şehirde, sanatın içinde, yeni insanlar tanımış ve kendini iyileştirmişti.

"Seni hiç tanımıyorken bile neden sana güvendiğimi hatırladım."

İki saniye daha kapalı tuttuğu gözlerini açıp bana baktı. Tam şu an ona sarılmak istiyordum. Kendimi oyalamak için konuşmaya devam ettim. "Şimdi düşününce biraz tuhaf geliyor ama çocukluğumdan beri babamın annem ve benimle yaşadığını hayal ederdim. Hiç tanımadığım babamın gözleri seninkine benziyordu. Gerçeği ile karşılaştığımda hayal ettiğimden çok farklı olduğunu görsem de... Hayallerimdeki, o ailemizdeki eksiği tamamlayan adamın gözleri senin gibiydi." Dudağımı ıslatmak için ara verdiğimde Meriç hareketsizliğini bozmadı. "Babaların her zaman mesafeli olduğunu çocuklarını gizliden gizliye sevdiklerine inanmaya ikna etmiştim kendimi. Her zaman sevgi dolu olan babaların gerçek olduğuna şahit olmaktan kaçardım. O zaman babamın bizi terk etmiş olması daha çok canımı acıtıyordu sanki. O yüzden dışarıdan buz gibi duran görünüşünün ardında hep bir sıcaklık aradım. Şanslıydım, buldum çünkü. Yaşarken başka sebeplerin beni sana çektiğine inansam da insan kendine dışarıdan bakınca gerçeği görebiliyor galiba."

"Hayallerindeki baba benimkine daha çok benziyor. Onun sayesinde dikkatini çekmiş olmak benim için çok tuhaf olsa da en azından senin baban hayalindekinden daha iyi bir baba."

"Baba olmayı öğrendikten sonra, evet. Öğrenene kadar aynı evde yaşadığım adam ise... Onu hatırlamak bile istemiyorum," deyip güldüm. Babam, babalığı bir meslek gibi algılayan ve sürekli hatalar yapan acemi bir stajyer gibiydi.

TURUNCUTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang