-2.Bölüm-

171K 4.4K 928
                                    

06.03.2017

***

Bir yerlerden gelen ses yüzünden başımı yastığa, sesi duymama umudu ile daha çok bastırdım. Ama ses azalmak yerine cogalmaya başladığında, uykum beni çoktan bırakıp gitmişti. Gözlerimi açıp bir kaç saniye tavana baktım. Öylece tavanı izlerken, uykumu bölen sesin aslında bir şarkı oldugunu anladığımda, yüzümü buruşturdum. Sabahın köründe kim bu kadar sesli şarkı dinlerki?

Yatmakta bir yere kadar deyip yataktan kalktım. Dolabımdan giymek için temiz bir kaç eşya alıp, odamın yanında bulunan banyoya girdim. Suyu açıp ılık bir hale getirdigimde, üstümde bulunan herşeyi çıkarıp kendimi ilik suyun altına bıraktım. Kafamı duşluga doğru kaldırıp suyun tam yüzüme gelmesini sağlayıp, ılık suyun beynimi kemiren düşünceler ile aktığını hayal ettim. Neden bilmiyorum ama bunu yaptığım zaman aklımı kemiren her düşüncenin su ile akıp gittigine inanıyordum. Belki dogru degildi ama ona inanmak bile, biraz olsun rahatlamamı sağlıyordu.

Duştan çıktıktan sonra, vücudumu ve saçımı havlu ile kurulayıp, kenarda duran kiyafetleri üstüme giydim. Islak saçlarımı tararken, bir ara saçlarımı bağlamayı düşünsemde, vazgeçip saçlarımı açık bıraktım. Banyodan çıkıp merdivenlerden aşağıya inip annemin yanına gittim. Annem mutfakta bir yandan müzik dinlerken bir yandanda yemek hazırlıyordu.

Onun bu haline tebessüm edip, mutfağın içinde bulunan küçük masanın yanında duran sandalyeye oturdum. Kokulara bakılırsa annem şimdiden akşam yemeğini hazırlamaya başlamışti bile. Ama neden bu kadar erken bir saatte hazırlıyorduki?

"Akşam yemeğini hazırlamak için erken bir saat değil mi?"

Annem yine her yemek yaptığı zamanki gibi kendi dünyasında çekilmiş ve etrafında olan hiç birşeyi ne görüyor nede duyuyordu. Ona tekrar seslendiğim zaman, olduğu yerde sıçrayıp bana döndüğünde, sağ elini göğsünün üstüne koymuş kocaman gözlerle bana bakıyordu. Kendini biraz olsun topladıktan sonra ise bakışları sinirli bir hal almaya başladı. Onun bana attığı bakışlara sadece omuzlarımi silkerek cevap verdim.

"En sonunda Öykü hanımda uyuna bildi"

Annem'in imali bir şekilde söylediğine gözlerimi devirerek cevap verdim. Bu kadının benim kalkma saatimle ne alıp veremediği vardı acaba? Zaten onun yüzünden erken bir saatte kalmak zorunda kalmıştımki, birde onun üstüne onun triplerini çekecek halde degildim.

"Bana kalsa devam uyurdum ama işte.."

"Saatten haberin varmı senin?"

Annemin sorusuna kafamı hayır anlamında sallayarak cevap verdim. Saatten haberim yoktu ve bilmekde istemiyordum. İstediğim güzel bir kahvaltı yapıp akşamki misafir gelene kadar güzel bir şekilde dinlenmek. Ama istekleri hiç bir zaman kabul olmayan benim, bu isteğim mi kabul olacak?

"Saat 4 e geliyor Öykü ve neredeyse 3 saat sonra misafir gelecek"

Annemin söylediğini duydugumda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Gerçekten ben bu kadar saat uyudum mu? Hemde annem bu akşam misafirler geleceği halde, benim bu saate kadar uyumama izin verdi? Bu normal değildi ama benim bu saate kadar uyumam normaldi. Şu son bir kaç gündür düzgün bir uyku cekemedigimi ve yorgunluktan ölecegimi varsayarsak, o zaman bu saatlere kadar uyumuş olmam normaldi.

Ne kadar çok bu saate kadar uyumuş olsamda, kendimi hala deli gibi yorgun ve uykulu hissediyordum. Eğer annemin beni balkondan sallandırmayacagını bilsem yukarı odama gider devam uyurdum. Fena fikir değildi aslında. Misafirimiz 3 saat sonra gelecekse o zaman 2 saat daha uyuya bilirdim. Hazırlanmam için 1 saat yeterde artardı bile.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now