-31.Bölüm-

67.5K 2.1K 237
                                    

01.05.2017

***

Yakut ile okuldan sonra bize giderken, aklımda hala Burak'ın o hali dönüp duruyordu. Ders boyunca bir kere bile olsun yüzüme bakmaması ve tenefüslerde benden kaçmış olması.. Kendimi hiç hissetmedigim kadar kötü hissetmemi sağladı. Neler oldugunu tam bilmiyor olmam ve onun bir anda böyle olmasının sebebini kendimde arasam bile bulamıyorum.

Yakut moralim bozuk oldugunu anladığında hiç birşey sormadan sadece yanımda oldu. Şimdide beni eve kadar götürüp ordan kendi evine gidecekti. Ona bize gelmesini söylesem bile, işleri oldugunu söyleyip reddetmişti.

Şimdi ise bana sıkı bir şekilde sarılıp "Ne olursa olsun canını sıkma olurmu? Sen nasıl en zor zamanımda benim yanımda olduysan, bende senin yanındayım ve her zamanda olacağım" diyerek yanağıma kücük bir öpücük bırakıp gitti.

Bahçeden içeri girip kapıya dogru gidip, açtığım gibi içeri girdim. İçeri girip ayakkabılarımı çıkarıp cantami yanına koydum ve mutfaga gidip bir bardak su doldurdum.

Burak'ın okuldan sonra nereye kayboldugunu bilmiyordum. Bir anda ortadan kaybolmuştu ve yine mesajlarıma cevap vermiyordu. Bugün ders çalışmaya gelecekmi gelmeyecekmi onu bile bilmiyordum ama neyse.. Büyük ihtimal ile gelmiyecek ve beni meraktan öldürecekti.

Suyumu içtikten sonra yavaş bir şekilde merdivenlerden yukarı dogru çıktım. Odamın kapısını açıp üstümdeki ceketi çıkardığımda, yatağımın üstüne oturmuş, kollarını dizlerine koyup, yüzünü elleri ile saklayan bir Burak'la karşılaştığımda, korkudan iki adım geriledim.

Kendime gelmeyi başardığımda ise, çıkardığım ceketi bir kenara koyup yanına gittim. "Buraya geleceğinden haberim yoktu" Yanına oturdugumda, Burak'tan hiç bir ses çıkmadı. "Iyimisin sen?" diye endişeli bir şekilde sordugumda, Burak kafasını hayır anlamında salladı.

Oturdugum yerden kalkıp tam önünde diz çöküp, yüzünü saklayan ellerini çektim. Karşımda gördügüm manzara ile, canım hiç yanmıştı. Burak'ın gözlerinden yaşlar aşağıya düşerken, gözleri kırmızı olmuş ve şişmişti. Ellerimi onun yanağına koyup "Ne oldu?" diye sessiz bir şekilde sordum.

Burak gözlerimizi buluşturdugunda, onun gözlerinin içine yerleşmiş ve gitmek istemeyen acıyı gördügümde, sanki o acı benim tam kalbimin üstüne oturdu. Onu bu halde görmek canımı zaten acıtırken, şimdi daha cok açıyor ve gözlerimin yaşlanmasına neden oluyordu.

"Bana sarılıp benimle yatarmısın?"

Burak'ın sessiz bir şekilde söylediklerini duydugumda, hiç birşey demeden oturdugum yerden kalkıp yatağıma çıktım. Yatağıma yattığımda Burak'ta yanıma yatıp kafasını gögsümün üstüne koyarken, elleri ile belime sarıldı. Tek elim ile saçını okşarken, diger elim ilede karnımın üstünde duran elini tuttum.

Sessizlikte duyulan tek şey Burak'ın dudaklarından arada bir kacan hıçkırık sesiydi. Onu bu hale neyin getirdigini bilmek istiyor ama soramıyor oldugum için, sessiz bir şekilde ağlamasının bitmesini ve kendisine gelmesini bekledim. Bir kaç dakika sonra düzenli alıp verilen nefes sesini duymam ile uyudugunu sandım.

"Özür dilerim"

Burak'ın kırılgan sesi kulaklarımı doldurdugunda "Ne için?" diye sessiz bir şekilde sordum. Burak bir kaç derin nefes alıp verdikten sonra "Sana hiç suçun olmadığı halde böyle kötü davrandığım için" dediginde "Önemli değil, sen yeterki iyi ol" diyerek saçlarına bir öpücük kondurdum.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now