-35.Bölüm -

85.1K 1.9K 457
                                    

21.05.2017

***

Gözlerimi üstümde hissettigim ağırlık ile açtım. Kendime gelebilmek için bir kaç saniye gözlerimi geri kapattığımda, üstümde bulunan ağırlığın nefes alış verişlerini duymam ve hissetmem ile, gözlerimi tekrar açmak zorunda kaldım. Başımı biraz yukarı kaldırıp ağırlığın ne oldugunu anlamaya çalıştığımda, gözlerimin önünü siyah saçlar kapladı.

Dün geceye ait olan bütün görüntüler tek tek beynimde yerini almaya başladığında, kafamı geri yastığa koydum. Gözlerimi tekrar kapattığımda, dün gece Yakut'un bize geldigi ve yatağımda beraber yattığımıza ait görüntüler, teker teker gözlerimin önünde belirdi. Ve bu görüntüler haricinde, dün gece Burak'ın ayrılırken bana atmış oldugu o üzgün bakışlar gözümün önüne gelmeye başladığında ise, içimi suçluluk duygusu kaplamaya çoktan başlamıştı bile.

Kendimi suçlu hissetmemem gerektigimi biliyordum ama aklıma onun o hali her geldiginde bu mümkün olmuyordu. Sanki onu o hale ben bilerek ve isteyerek koymuşum gibi hissediyor ve bu his suçluluk duygusunun tam yanı başında dikiliyordu. Iki duyguda bana el sallayarak bakarken, ben çoktan o iki duyguyu görmemezlikten gelmeye çalışıyordum.

Gögsümün üstünde yatan Yakut, ağırlığını üstümden alıp, sırtını bana dönecek şekilde yattığında, derin bir nefes aldım. Yakut ne kadar çok zayıf ve incecik biri olsada, şuanda gögsümün üstünde hissettigim rahatlık ile, onun göründügünden daha ağır oldugunu anladım. Bu durum ne kadar komik olmasada, sinirlerim dünden beri saçma bir halde oldugu için, bu saçma duruma gülüyordum.

Yastığımın hemen kenarında duran telefonun titreşimini hissetmem ile, gözlerimi açtım. Telefonu elime alırken, bana sabahın köründe kimin ne yazdığının merakı ile telefonun ekran kilidini açtım. Bakışlarım ekranda yazan isimlere takıldığında, o isimlerden biri yüzümde bir gülücüge sebep olurken, digeri ise sadece gözlerimi devirmeme neden oluyordu.

Mesajlarda ilk önce gözlerimi devirmeme sebep olan kişinin mesajina girdim. Onun bana neden ve en önemlisi bu saatte mesaj yazdığını bilmiyordum ama önemli birşey oldugunu anlamakta o kadar zor degildi. Çünkü benim tanıdığım Emre başı gercekten sıkışmadıgı sürece bu saatlerde ölse bana mesaj atmazdı.

Emre: Günaydin benim en çok sevdigim ve biricik tek arkadaşım.. Nasılsın? Iyi uyudun mu?

Bakışlarım mesajin üstünde gezerken, kaşlarım çatılmaya başladı. Emre'nin bu saatte yazmış olduğunu bir kenara bırakarak sadece yazdıklarına odaklandıgımda, beynimin içinde binbir soru işareti kendini belli ediyordu.. Bu oglana ne olmuştuda sabahın köründe böyle saçma bir mesaj atıyordu?

Öykü: Sabahın köründe bana böyle saçma bir mesaj atmanı neye borcluyum acaba?

Emre'ye mesaji yolladıktan sonra, sıra diger, yüzümde binbir gülücük açan mesaja gelmişti. İçimi kaplayan o deli heyecanı ile mesaji acarken, okuduklarım ile yüzümdeki gülücük dahada büyümüştü..

Burak: Günaydin dünyanın en güzel kızı.. Şuan senin kollarımın arasında olman için nelerimi vermezdim. Sadece senin kokunu içime cekebilmek için, bütün dünyayı yakmaya hazırım sevdiğim... Seni çok seviyorum Öykü.. Hemde herşeyden çok. Bunu sakın ama sakın unutma olurmu..?

Burak'ın atmış oldugu mesaji bir kaç kez daha okudugumda, yazdıkları beni hem mutlu hemde beynimde soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştu. Bir anda neden böyle birşey söyledigini anlamıyordum. Sanki birşeyler yolunda değilmiş gibime geliyordu ama bunu düşünmek bile, kalbimin sıkışmasına neden olurken, gerçeği oldugunda kalp krizinden giderdim.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now