-53.Bölüm-

51.9K 1.8K 337
                                    

21.06.2013

Herkesin kadir gecesi mübarek olsun..

***

Gözlerimi açmaya çalıştığımda, başımda hissettigim ağrı ve göz kapaklarımdaki ağırlık, gözlerimi açmama engel oldu. Vücudum ise kendini o kadar yorgun ve bitkin hissediyordu ki, şansım olsa, hiç düşünmeden saatlerce uyurdum.

Ne kadar çok devam uyumak istesemde, gözlerimi açmaya çalışıp nerde oldugumu anlamaya çalıştım. Evde kendi yatağımda olmadığımı biliyordum, çünkü bu yatak benim yatağıma göre biraz daha sertti.

Ne kadar zorlansamda, gözlerimi yavaş bir şekilde açtım. Açtığımda gözlerimi karşılayan beyaz ışık olmuştu ve ben gözlerimi açtığim gibi geri kapattım. Biraz daha bekleyip gözlerimi geri açtığımda, gözlerim ilk açtığımda oldugu gibi yanmıyordu.

Gözlerim tamamıyle açıldığında, bakışlarımı etrafta gezdirdim. Bakışlarım odada öylece gezerken, hastane odasında oldugumu anlamam uzun sürmedi. Ama ben buraya neden ve nasıl gelmiştim? En son olanları düşünmeye çalıştım. Ama beynimi ne zaman düşünmeye zorlasam, zaten ağrıyan başım, üstündeki baskı ile zonklamaya başladı. Yüzümü zonklayan başım yüzünden buruşturdugumda, derin bir nefes aldım. Aldığım nefes ile keskin ve iğrenç bir koku geldiginde, yüzümü daha çok buruşturdum.

Burda ne işim oldugunu bilmiyordum ama tek bildigim burdan elimden geldiğince çabuk bir şekilde çıkıp, kurtulmaktı. Çünkü bu kokuyu kokladıgım her saniye, midem bu kokunun ne kadar hoşuna gitmedigini, bulanmaya başlaması ile belli ediyordu.

Bakışlarımı tavana dikmiş öylece birinin gelip beni burdan kurtarmasını beklerken, gözlerimin önüne bir kaç bulanık görüntü geldi. Gözlerimi sanki görüntüleri bu şekilde daha iyi göre bilirmişim gibi kıstıgımda, gerçekten işe yaramış gibi, bulanıklık ortadan kayboldu.

Gözlerim, gözümün önüne gelen her görüntü ile büyürken, derin bir nefes alıp dışarı verdim. Aklıma bir an bebegime birşey olmuş olabileceği düşüncesi geldiginde ise, büyüyen gözlerimden yaşlar çoktan akmaya başlamışti bile. Ona herhangi birşey oldu düşüncesi beynimi kemirirken, canımdan can gittiğini hissediyordum.

Elimde bu acılara dayanmam için kalan bir tek o kalmıştı ve eger oda beni bırakıp gittiyse.. O zaman hiç birşeye dayanmak için bir nedenim olmayacaktı. Elimi karnımın üstüne koyup "Lütfen sende beni bırakma.." diye fısıldadım.

Gözlerimden yaşlar öylece akarken, içimden ona birşey olmaması için dua ediyordum. Canım aklımdan geçen her kötü düşünce ile, yanıp kavrulurken, kapının ardından gelen sesleri duydum. Ilk başta o seslerin kime yada ne konuştuklarını umursamasamda, adımın geçmesini duymam, bunu değiştirdi.

Dışarıda olan kişinin kim olabileceğini düşünürken, ellerim ile yanaklarımdaki yaşları sildim ama ben sildikce yaşlar tekrar geliyordu. Yerimden kalkıp dışarıda olan kişinin kim olduguna bakmak istesem bile, kendimi gücsüz hissetmem buna engeldi. Ne yapacağımı bilmeden gözlerimden akan yaşlar ile yatakta yatarken, duyduklarım ile nefesimi tuttum.

"Öykü Hanım kendisini çok fazla strese soktugu için, vücudunu yorgun düşmüş ve buda bayılmaya yol açmış. Yorgunluk ve bayılma hamileligin ilk aylarında çok normal ama.."

Beynimde bütün bu kelimeler deprem etkisi yaratırken, içimi saran korku ile gözlerimi kapattım. Doktorun devam konuştugunu duyuyor ama duyduklarımdan hiç birşey anlamıyordum. Doktorun şuan Burak'a benim hamile oldugumu söylemiş olabileceği düşüncesi, beynimde öyle bir yer almıştıki, gitmek nedir bilmiyor, orda öylece duruyordu.

Aşk-ı Esaret- AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin