-26.Bölüm-

52.2K 1.3K 106
                                    

15.04.2017

***

"Bahceye gidelim"

Tuvaletten çıktıktan sonra Burak'ın söylediği ile ona baktım. Teklifi ne kadar cazip gelsede, ders zili çoktan çalmış ve ben geç kalmıştım. "Dersim var hatta geç kaldım" diye mızmızlanmaya başlamışken, Burak bana kısa bir bakış attı.

"Sen bahçenin arka tarafına geç ben hemen geliyorum"

Burak yanımdan öyle bir hızda ayrıldıki, ne ona birşey söyleyecek nede onu durduracak zamanım olmuştu.

Burak'ın söyledigini yapıp, bahçenin arka tarafına geçtim. Orda bulunan banka oturup Burak'ı beklerken, biraz önce olanları düşünüyordum. Yüzümde aptal bir gülümse oluşmaya başladığında, Ceren'in kendi kazdığı kuyuya kendisinin düştüğünü görmek, deliler gibi sırıtmama neden oldu. Tabiki Burak'a ettigi aşkı ilanı saymazsak, herşey iyi oldu diyebilirdim.

"Hayrola ne sırıtıyorsun sen böyle?"

Yanımdan gelen sesin sahibine baktığımda, yüzünde oluşan küçük tebessüm ile bana bakan Burak ile karşılaştım. Hiç birşey demeden ona öylece bakarken, elinde duran çantamı bana uzatıp verdi. "Çantamı nasıl aldın sınıftan?" Meraklı bir şekilde ona sordugumda, Burak omuzlarını silkip "Kendini iyi hissetmedigini ve onun için eve gidecegini söyledim" diyerek beni bildigilendirdiginde, kafamı tamam anlamında salladım.

"Ceren'i o hale benim getirmedigimi nasıl anladın? Sadece önceden yaptıklarından bunu çıkarmış olamazsın degil mi?"

Bakışlarım karşımdaki ağaçta takılı öylece bakarken, sanki sordugum umrumda değilmiş gibi davranıyordum. Ama işte içten içe bu sordugum sorunun cevabının ne oldugu beni yiyip bitiriyordu.

"Hayır.." diyen Burak'a baktığımda, aynı benim gibi karşısındaki ağaca bakarken gördüm. "O zaman nasıl oldu bu?" Ses tonumdaki meraki gizlemek istesem bile, olmadı. Bu durumu görmezden gelmeye çalışırken, Burak bakışlarını benim ile buluşturdugunda, elini yanağıma koyup, göz altımda parmağını gezdirdi.

"Gözlerin..Bana öyle bakarken, ben nasıl olurda senin yaptığına inana bilirimki.."

Söyledigi beni sadece mutlu etmemiş, hatta gözlerimden bir iki yaş gelecek kadar duygulandırmıştı. Yanağımı Burak'ın avuç içine dogru yaslarken, Burak gözlerimden kaçıp akmayı başaran bir iki yaşı tutup sildi. Gözlerim kendiliğinden çoktan kapanmış , bu anın tadını çıkarırken, aklıma gelen bir detay ile "Ama sen o kadar çok soguk bakıyordunki.. Sanki bana degilde Ceren'e inanmış gibiydin. O an.." derken boğazımda oluşan yumruyu yutmaya çalıştım .

"O an Ceren'i öyle gördügüm için şaşırmıştım, hepsi bu kadar" dediginde Burak "Bir an bana güvenmedigini, inanmadığını sandım" diye mırıldandım.

"Gözlerimin içine bak Öykü"

Gözlerimi yavaş bir şekilde açıp, onun gözlerinin içine baktığımda bana o kadar sevgi dolu bakıyorlardı ki, işte her zaman bana böyle baksın, ben başka hiç birşey istemem.

"Sen benim gözlerimin içine her zaman böyle masum bir şekilde bakarken, ben nasıl olurda sana inanmam yada güvenmem. Ben sana herşeyden ve herkesten çok güveniyorum"

Yüzümde kücük bir gülümseme oluşurken "Sana sorgusuz, sualsiz güvenmek istiyorum Burak. Bana bunun için yardım et" dedigimde Burak kollarını bedenime sarıp bana sarıldı. Saçlarıma küçük bir öpücük bırakırken "Sen yeterki iste Öykü'm" diye sessiz bir şekilde mırıldandı..

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now