-16.Bölüm+Duyuru-

95.4K 3K 520
                                    

01.04.2017

***

"Ben bu kızı döverim"

"Döversin"

"O birşeye benzemeyen saçlarını yolarım"

"Yolarsın"

"Bir kaşık suda boğarım"

"Boğarsın"

"Kendini ne zannediyor bu kız. Neymiş efendim boş hayaller peşinde koşmazmış. Istedigi kişi onun olurmuş. Sen kimsinde o sana bakacak"

Ceren gittikten sonra içimdeki siniri atabilmek için, Emre ile bahcedeki bankta oturduk. Zil çaldığında sınıfa gittigimizde, ögretmen hasta oldugu için ders boştu. Bizde sınıfta durmak istemedigimiz için kantinden kahve alıp bahceye çıktık. Emre ile güzel bir sohbet ederken Ceren arkadaşları ile biraz ilerimizde duran banka oturdu. Emre ile beraber onu görmezden gelsekde, Ceren çenesini tutamadığı için bu biraz zor oluyordu.

Söyledigi herşeyi görmezden gelmeye çalışırken, Burak'ın ögretmenler odasındaki camdan dışarıya bakmasıyla herşey değişti. Bunu fark eden Ceren Burak'la ilgili bir kaç yorum bulundugunda, ona karşı içimde bir yerlerde gizli olan sinir tekrar su yüzüne çıktı.

Emre, Ceren'e attığım ölümcül bakışları gördügünde, kolumda tuttugu gibi beni okulun arka bahcesine götürdü. Orda bulunan bir banka oturdugumuzda Emre bana sakinleşmem ile ilgili bir kaç şey söylüyordu. Ama aklıma ne zaman o kızın Burak hakkında söyledikleri gelse, içimdeki sinir dahada büyüyordu. Bir zaman sonra bankta oturmadıgım için ayaga kalkıp bir oyana bir buyana yürümeye başladım.

"Birşey soracağım.." Yürümeyi bırakıp Emre'ye baktım. Emre etrafında göz gezdirdikten sonra "Sen neden bu kadar çok sinirleniyorsun ki bu duruma?" dediginde "Nasıl yani?" diye sordum. Ne demeye çalışıyordu bu oglan şimdi?

"Diyorumki. Ceren'in Burak hoca için söyledikleri seni neden bu kadar çok rahatsız etti?"

Ağzım açık öylece Emre'ye baktım. Söylediğine söyleyecek hiç birşeyim yoktu. Kendim bile bu duruma neden bu kadar çok sinirlendigimi bilmezken, ona ne diye bilirdim ki? Elimi saçlarımdan geçirirken mantıklı bir açıklama arıyordum ama malesef mantık yanımdam bile gecmiyordu. Emre'nin yanına oturdugumda o bana beklenti dolu bakışlarını sunarken, ben karşımdaki ağaçlara bakıyordum.

"Ceren'in Burak hoca hakkında söyledikleri beni rahatsız etmedi ki"

Emre ona sanki çok komik birşey söylemişim gibi gülmeye başladı. Onun bu haline kafamı sallayıp arkama dogru yaslandım. "Onun için mi sabahtan beri, döverim, yolarım, boğarım gibi şeyler söylüyorsun?" diyerek tekrar gülmeye başladı. Bu söylediklerine sadece gözlerimi devirdim. Hem ne olmuşki öyle birşey söylediysem?

"Abartma Emre.." Emre kendini topladığında bana baktı. Bakışlarımızı buluşturdugumda Emre bana ciddi bir şekilde bakarken "Öykü bak sana birşey soracağım ve sende bana dogru cevap vereceksin tamam mı?" diye sordugunda, kafamı evet anlamında sallayıp Emre'nin sormak istedigi soruyu bekledim.

Emre etrafa tekrar göz gezdirdikten sonra benim duyabilecegim bir şekilde "Burak hocaya karşı duyguların varmı?" dedi. Bu sefer ben sanki Emre çok komik birşey söylemiş gibi gülmeye başladım. "Çok komiksin Emre ya" diyerek sahte gülücügüme devam ediyordum. Taki Emre'nin "Ben ciddiyim" dedigini duyana kadar.

Yalan gülümsemem gitmiş öylece duruyordum. Böyle bir soruyu beklemiyordum açıkçası. Onun için ne diyecegimi bilemez bir şekilde ellerim ile oynadım. Burak'a karşı duygularım var mı diye kendime sordugumda 'Hayır' cevabı çıkıyordu. Ama onunla geçirdiğim zamanları ve içimde oluşan o acayip hisleri düşündüğümde, o hayır bir anda bilmiyorum oluyordu. Iki şeyin arasında sıkışıp kalmışken, daha cevabını bile dogru dürüst bilmezken, cevabım ne olmalıydı?

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now