-12.Bölüm-

108K 3.2K 182
                                    

27.03.2017

***

Emre'nin söyledigi kafeye geldigimde, bakışlarımı kafenin bahçesinde oturanlar üstünde gezdirdim. Emre kenarda duran bir sandalyede oturmuş telefonu ile oyun oynuyordu. Emre'nin yanına dogru giderken, Emre sanki gelmiş oldugunu anlamış gibi bakışlarını elindeki telefondan kaldırıp bana baktı. Emre'ye küçük bir gülümseme yolladığım da, Emre'den daha büyük bir gülümseme geldi.

"En sonunda geldin. Bir ara hiç gelmiyeceksin sandım" diye yakınan Emre'nin tam karşısına oturup "Kussura bakma. Araya birşey girdi" diyerek mahcup bakışlarımı ona yolladım. Emre elini 'Önemli degil' gibi sallarken "Ceren hakkında ne konuşmak istiyorsun?" diye sordu.

Cevap verecegim sırada yanımıza gelen garson ile, susmak zorunda kaldım. Garson siparişlerimizi almak için beklerken Emre "2 tane soguk kola" diyerek garsonu yanımızdan gönderdi. Garson yanımızdan gittigi anda Emre arkasına dogru yaslanıp, kafasını biraz saga dogru eğdi ve bana anlamadığım bakışlarını yollamaya başladı. Ona tek kaşımı kaldırıp baktığımda ise "Ben dedim demeyi sevmem ama.." diye başladığında ne diyecegini anladığım için "Evet sen dedin.." diyerek arkama yaslandım.

Emre hiç birşey söylemeden bana öylece devam bakarken, en sonunda şu saçma konuya başlamasını bekliyor ve onun her suskun kaldığı saniye bana asırlar gibi geliyordu. Garson tekrardan yanımıza gelip siparişlerimizi önümüze koyduktan sonra, Emre sanki hayatı boyunca hiç kola içmemiş gibi bardağı aldığı gibi kafasına dikti.

Bir kaç yudum aldıktan sonra bardağı masaya geri bıraktığında "Ceren.." diye başladığımda "Burak hocaya aşık" diyerek sözümü kesmesi ile gözlerim kocaman oldu. Ilk başta yanlış duydugumu sansamda, Emre o kadar ciddi bir şekilde bana bakıyordu ki, söyledigi herşeyi harfi harfine duyduğumu anladım.

Şaşırmadım desem yalan olur. Böyle birşeyin oldugunu tahmin ediyordum ama tahminlerimin gerçek oldugunu başkasının ağzından duymak ise, beni yinede şaşırtmıştı. Emre'nin söyledigi cümle beynimde dönmeye devam ederken, bu bir hafta içinde bir türlü anlayamadığım o davranışların sebebi yerini bulsada, başka şeyler ortaya çıkıp, kafamın daha fazla karışmasına neden oluyordu.

"Peki ya.." Boğazımda oluşan yumrugu yutmaya çalıştım. Biraz sonra soracağım sorunun cevabını az çok tahmin etsem bile, yinede duymaya hazırmıydım bilmiyordum. "Burak?" Onun ismi fısıltı gibi dudaklarımdan çıktığında, Emre kolasından bir yudum alıp arkasına rahat bir şekilde yaslandı. Onun bu rahatlığı beni diken üstünde tutsada "Hayır" dedigini duymam ile, ne zaman tuttugumu bilmedigim nefesimi, rahatlamanın verdiği his ile dışarı verdim.

Bunu duymanın beni neden bu kadar çok rahatlattıgını bilmiyordum ama.. Rahatlamıştım işte. Burak'ın o kıza hiç bir şekilde birşeyler hissetmedigini bilmek, yüzümde küçükte olsa bir gülücük oluşturdu.

"Bakıyorumda yüzünde gülücükler açtı"

Emre'nin gülerek söylediğinin üzerine bakışlarımı Emre'den kaçırdım. Emre'nin böyle birşeyi fark etmiş olması beni utandırmış olsada, onun yanlış düşüncelere kapılmasını istemedigim için yüzüme yerleşmeye çalışan gülücügü yok etmeye çalıştım. Gülücük ne zaman geri gelmek istese, dişlerim ile yanaklarımı ısırıyor ve ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyordum.

"Yok canım sende yani.. Nereden çıkardın onu?"

Emre'yi bir şekilde kandırmaya çalıştığım zaman, Emre bir anda kahkahalar atmaya başladı. Onun şimdi bana gülüyor olması beni daha kötü yaparken, bir şekilde onu susturmak istedigim için, masanın altından dizine tekme attım. Bu yaptığım Emre'nin daha çok kahkaha atmasına neden olsada, ona attığım sıkıntılı bakışları gördügünde, kendini toplamaya çalıştı.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now