-40.Bölüm-

51.3K 1.5K 211
                                    

11.06.2017

Multideki şarkıyı okumaya başlamadan açıp dinleyin 😍

***

Burak'ın söyledigi cümle, kulaklarımdan beynime ulaştığında, beynimde şimşekler çakmaya başladı bir anda. Dogru duyup duymadığımı anlayamıyor olmam ve kalbimin dogru duymuş olma ihtimaliyle bile parcalara bölünüyor olması, nefes almamı engellemeye başladı.

"Ayrılmak mı istiyorsun?" Dudaklarımdan kelimeler zor bir şekilde çıkarken, yutkundum. İçimden yanlış duydum diye kendimi kandırmaya çalışırken Burak'ın "Evet" demesi, etrafımızda esen rüzgar ile gelip kalbimin tam ortasına oturdu. Kalbim o kelimenin altında son nefeslerini vermeye başlarken dudaklarımdan "Neden?" diye sorusu sessiz bir şekilde döküldü.

Beynim bütün bu olanları anlamıyor, anlamak istemiyordu. Herşey yolunda giderken, neden bir anda böyle birşey ile karşıma gelmişti? Tamam bellki son zamanlarda herşey eskisi gibi degildi, ama beraber oldugumuz sürece herşeyin üstesinden gelebilecegimizi biliyordum.. İnanıyordum.

"Çünkü..." Burak sustugu anda, ağzından çıkacak diger hiç bir kelimeyi duymak istemiyordum. Biliyordum çünkü söyleyecekleri herşeyden çok benim canımı yakacak, beni ölüme sürüklüyecekti.

"Seni eskisi gibi sevmiyorum. Hatta hiç birşey hissetmiyorum bile diyebilirim. Eger seninle birlikte olmaya devam edersen, sadece kendimi degil senide kandırmış olacağım"

Seni eskisi gibi sevmiyorum

Beynimde bu cümle büyük bir yanki yaparak, kendisine bir yer açtı. Gözlerimi kapatıp bu olan herşeyin kötü bir kabus olmasını ve biraz sonra yatağımda uyanacağımı hayal ettim. Bütün bu olanlara inanamıyor ve istemiyordum. Daha bir kaç gün önce bana beni ne kadar çok sevdigini söyleyen kişi, şimdi bir anda karşıma gelip böyle birşey söylemesi imkansızdı.

"Yalan söylüyorsun.." Bağırmak istesem bile, sesim küçük bir fısıldıtan başka birşey degildi. Elimde Burak'a aldığım bilekligi sıkarken, gözlerimden yaşlar akarak yagmur ile karışıp gitti.

"Söylemiyorum. Seni sevmiyorum ve ayrılmak istiyorum"

Burak arkasını dönüp bana bakmadan öylece giderken "Bundan sonra ben yokum hayatında.." dedigini duymam ile, paramparça olan kalbimin çoktan ölmesini sağlamıştı bile. Onsuz bir hayatın hayalini daha kuramazken, şimdi onsuz bir hayatı yaşamaya mahkum bırakılmıştım. Ama bunu kabul etmiyordum. Etmiyecektim. Biliyordum oda beni seviyordu. Sadece anlamadığım bir saçma nedenden dolayı böyle birşey yapıyordu.

Burak'ın arkasından gidip kolundan tuttugumun gibi kendime çevirdim. Gözlerinde bana ait olan aşka dair birşeyler aradım. Küçük bir duygu kırıntısı bile olsa, bana bu aşkı kurtarmak için savaşmama yeterdi. Ama yoktu.. Lanet olsunki o gözlerde ne aşkımıza ait birşey nede bana ait küçük birşey vardı.

"Ben.. Ben.. Sana burda.." Boğazımda oluşan yumru konuşmamı engellemeye başladığında, gözlerimi kapatıp o yumruyu yutmaya çalıştım. Kendime güclü olmam gerektigini hatırlatıyordum ama gözlerimi açıp o gözlere baktığımda, bütün güç bedenimi terk ediyordu. "Kalbimi ellerini verdim.. Sana emanet ettim onu"

Gözlerimden akan yaşlar ve sesimin bütün duygularımı açık bir şekilde göstermesi, ne kadar aciz bir insan olduğumu en iyi şekilde gösteriyordu. Gösteriyordu göstermesinede, Burak için bu hiç birşey fark etmiyordu. Gözlerinin içindeki boşluk ile bana bakarak, aslında benim onun gözünde ne kadar degersiz biri oldugumuda gösteriyordu.

"Bana söz verdin.. Ona gözün gibi bakacağına söz verdin.."

Tek bir kelime, ona sarılmam için yeterdi. Ona sımsıkı sarılıp bir daha bırakmamam için yeterde artardı bile. Ama o birşey demek yerine hala bana boş bir şekilde bakmaya devam ediyor ve içimdeki bütün umut tohumlarının yanmasına sebep oluyordu. Beynim bırak gitsin, artık bitti desede, ruhunu azraile teslim etmiş olan kalbim.. İşte o ne olursa olsun bırakmak istemiyordu.

Aşk-ı Esaret- AnkaOnde histórias criam vida. Descubra agora