-7.Bölüm-

92.4K 3.3K 314
                                    

16.03.2017

***

Mutfaktaki sordugum sorumun, bana böyle kötü bir şekilde dönecegini bilseydim, soruyu asla.. Ama asla sormazdım. Eger biri bana önceden o soruyu sordugumda, biraz önce duyacağım bir cevap ile karşılaşacağımı söyleseydi, o soruyu sormak yerine, dilsiz olmayi tercih ederdim.

Sordugum sorunun cevabını annem "Ailecek güzel bir gün gecirelim" diye cevapladıgında herşey iyiydi. Ama sonra Burak'in da bu ailece geçirilecek zamana dahil oldugunu ögrendigimde. İşte o an. Hersey bitmişti benim için. Yanımda olmasını, görmek yada sesini duymak istemedigin kişi ile, birgün beraber bir zaman geçirmek.

Ne yaparsam yapayım bu günden kurtulma gibi bir şansım olmadığını biliyordum. Bunu bilmem canımı daha çok sıksada, elimden birşey gelmiyor oluşu ise beni deli ediyordu. Kaderimi kuzu gibi kabullenip herkes hazır olduktan sonra evden çıktık. Nereye gidecegimizi bilmiyordum ama annemin bu sıcak havada her yeri gezerek görmek istedigini duymak.. Birazdan sinir krizi gecirecegimi bana belli ediyordu.

Yürüyerek gezmeyi bende severdim. Ama tepemizde kızgın güneşin vurup beynimizi suya cevirmedigi zamanlar. Anneme bu sıcakta bize bu eziyeti yapmamasını dile getirsem bile, kadın beni duymuyormuş gibi yoluna devam ediyordu. Dedigim gibi. Kaderini kuzu gibi kabullenmekten başka bir care gelmiyordu şuan elimdem.

Annem ve Berk abi önden sohbet ederek yürürlerken ben ve Burak arkalarından yavaş adımlarla onları takip ediyorduk. Sıcağın tam tepemizden bize vurması, benim canımın sıkılmasını ve susadığım için dilim, damağımın kurumasını saymazsak, herşey iyiydi. Evden çıkarken küçük bir şişe soguk su almayı akıl edebilmiştim. Ama soguk su dışarı çıkıp yürümeye başladıktan yarım saat sonra bitmişti.

Gözlerim ile soguk su alabileceğim bir yerler ararken, bakışlarımın alanına bir bakkal girdigi anda, adımlarımı hızlı bir şekilde oraya yönelttim. Bakkalın önünde duran buzdolabından kaptığım 2 kücük şişe su ile iceri girdim. Tezgahın arka tarafında oturan tombul amca sıcaklardan dolayı her an bayılacakmış gibi duruyordu.

"Merhaba" Amcaya seslendigimde adam baygınlıgına kısa süre ara verip bana baktı. Yüzünde tatlı bir gülücük oluştuğunda "2 lira kızım" dedi. Cantamdan istedigi parayı çıkarıp ona verdigimde, amca parayı alıp kenara koydu. Daha sonra ise oturdugu sandalyeye yaslanıp baygınlık serüvenine geri dönüş yaptı. Marketten çıkacağım sırada içime bir kurt düştüğü için amcaya dogru geri döndüm.

"Şey.. Rahatsız ettiysem kussura bakmayın ama.." Amca benim hala gitmemiş oldugumu fark ettiginde tek gözünü açıp bana baktığında, "Siz iyimisiniz? Yani eger kendinizi kötü hissediyorsunuz, sizi bir hast.." hızlı bir şekilde konuşurken, amcanın elini kaldırıp beni susturdu. Yayılarak oturdugu sandalyede, dik bir şekilde oturmaya başladı.

"Ben iyiyim kızım, merak etme. Sadece bu sıcak çok bunalttı beni o kadar"

"Tamam o zaman. Siz bayılmanıza devam edin.." Bakkaldan çıkarken amcaya dogru dönüp "Kendinize iyi bakin" deyip çıktım. Amcanın arkamdan "Sende kendi iyine bak güzel kızım. Bende bayılmaya devam.." dedigini çıkmadan duyabilmiştim. Amcanın söyledigi son söz yüzümde bir gülücük oluşmasına neden oldu.

Bakkaldan çıktıktan sonra ilk işim elimde duran sulardan birini açıp kafama dikmek oldu. Soguk su yolunu bulup mideme dogru giderken, sıcaktan yanan organlarım bu sayede ferahlaya bilmişti.

Şişenin yarısına geldigimde, diger şişeyi koltuk altıma koydum. Açık olan şişe ile elime su döküp, yüzüm, boynum ve saçlarımın arasına kalan suyu gezdiriyordum. Kendimi yaptığım işe o kadar çok kaptırmıştımki, Burak'ın hangi ara yanıma geldigini fark edemedim. Taki kolumun altında duran şişeyi cekerek alıp, açtığı gibi başına dikene dek.

Aşk-ı Esaret- AnkaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang