-14.Bölüm-

105K 3.1K 461
                                    

31.03.2017

***

Ne zamana kadar yatağımda oturmuş kapıya bakıp, Burak'ın söylediklerini düşündüm bilmiyorum. Beynim bir zaman sonra protesto ettigi için, düşünmeyi bıraktım. Zaten düşünsem bile Burak'ın ne demek istedigin bir türlü bulamıyorum. Ah resmen acınası bir haldeyim.

Bu böyle olmaz diyerekten yatağımdan kalkıp kapıya gittim. Kapıyı açıp merdivenlerden hızlı bir şekilde aşağıya indim. Mutfaga girdigimde Burak'ı bardaga su doldururken gördügümde "Burak sen yukarıda ne-" söylerken arkamdan gelen ses ile cümlen yarıda kaldı.

"Öykü? Neden çıktın yataktan?" Arkamı döndügümde annem mutfak kapısının önünde durmuş bana kızgın bakışlarını yolluyordu. Annemin bu tavrına anlam veremedigim için "Ne olduki?" diye sordum. Annem yanıma gelip ona sordugum soruyu es geçerek"Kendini nasıl hissediyorsun? Bak eger kötü hissediyorsan git yat. Bende zaten şimdi sana özel karışımından yapıp gelecektim yanına" diye hızlı bir şekilde konuştuğunda, annem'den biraz uzaklaşıp "Anne ne saçmalıyorsun? Ben iyiyim" diye araya girdim. Bu kadına ne olmuştu da böyle, bir anda üstüme bu şekilde geliyordu?

"Burak öyle söylemedi" Annemin dedigi üzerine Burak'a baktım. Mutfak tezgahına yaşlanmış bir anneme bir bana bakıyordu. Bakışlarımı fark ettiginde küçük bir gülümseme yollayıp omuzlarını silkti. Onun bu harektine yalandan bir gülümseme yollayıp anneme baktım. "Ben iyiyim anne, Burak.." Burak'a kısa bir ölümcül bakış atıp tekrar anneme bakıp "Biraz abartmış sanırım" diyerek bana İnanması için dua ediyordum.

Annem tek kaşını kaldırmış bana inanmadığını gösteren bakışlar atıyordu. Onu inandırmak istedigim için -çünkü kendimi gerçekten iyi hissediyordum- yanına gidip koluna girdim. "Anne benim gerçekten birşeyim yok. Sadece biraz yorgundum o kadar" Annem ile beraber salona dogru giderken Burak'ta arkamızdan geliyordu. Arkadan gelen Burak'a bakıp bakışlarım ile beni onaylanmasını istedim. Ilk başta anlamasada sonradan jeton düştüğü için "Öykü dogru söylüyor. Ben biraz abarttım" diyerek bana destek çıktı.

Salona geldigimizde Berk abi koltuklardan birine oturmuş hararetli bir şekilde telefon konuşması yapıyordu. Bizim geldigimizi gördügünde bana eli ile selam verdikten sonra hararetli bir şekilde konuşmaya devam etti. Annem Berk abinin yanına otururken, Burak ve bende tam onların karşısına oturduk. Burak ile aramda az bir mesafe oldugu için karşımda oturan ikiliye birşey çaktırmamaya çalışarak Burak'a biraz daha yaklaştım.

Burak ona yaklaştığımı fark etse bile, hiç birşey olmamış gibi Berk abiyi izleyip, dinliyordu. "Odamdan çıkarken ne demek istedin?" Burak kafasını cevirip bana baktığında, yüzündeki kocaman olan gülümsemeyi gördüm. Onu öyle görünce nedense benimde yüzümde bir gülümseme oluştu. "Zamanı geldiginde ögreneceksin" Burak'ın söylediklerini duydugumda yüzümdeki gülümseme, içimdeki umut ile kayboldu. Ben ondan merak ettigim şeyin cevabini şimdi isterken o bana zamanı geldiginde diyordu. Bu oglan beni delirtecek birgün.

"O zamana kadar benim meraktan ölmemimi istiyorsun?" Burak bakışlarını karşısında oturan ikiliden çekmeden "Merak etme o zamana kadar sana birşey olmaz" diye fısıldadı. Onun bu söyledigi üzerine ondan biraz uzaklaştım. Kollarımı gögsümün altında birleştirip onun gibi karşımdaki ikiliyi izlemeye başladım.

"Nasıl böyle bir hata yapabilirsin? Ben seni oraya boşunamı yolladım?" Berk abi sinirlerine hakim olmaya çalışsa bile, telefondaki kişinin verdigi cevaplar sonucu olamıyordu. Onu ilk defa bu kadar sinirli görmenin şokunu yaşarken, Berk abi ayaga kalkıp salonda bir oraya bir buraya dogru yürümeye başladı. Annem Berk abiyi sakinleştirmeye çalışsa bile, şuan kimse onu sakinleştiremezdi.

Aşk-ı Esaret- AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin