-52.Bölüm-

51K 1.5K 213
                                    

21.06.2016

***

"Ne oldu burda?" Arkamdan gelen sesi duymam ile, arkamı döndügümde, Emre ve Yakut ile karşılaştım. Kaşlarım çatık onlara bakarken "Sizin ne işiniz var burda?" diye sordum. Yakut bakışlarını benden kaçırırken, Emre kolunu Yakut'un omzuna atarak sevgilisini kendine dogru çekti. Emre'nin yüzünde bir sırıtış belli olurken "Önemli bir işimiz vardı da.." dediginde, yüzümü buluşturmadan edemedim.

Emre'nin yüzünü her saniye daha büyük bir sırıtma kaplarken, aklımdan geçenin dogru oldugunu anladığımda "İğrençsin Emre" dedim. Emre tek kaşını kaldırmış bana bakarken "Sanki sen o adını ağzımıza alamadığımız kişi ile bunları yapmadın.." diyerek bana baktı. O an içimden Neler yaptığımı bilmek istemezsin geçsede "Sanane.." dedim. "Hem bunu burda yapmak yerine neden eve gitmediniz?"

Emre gözlerini devirip birşeyler diyeceği sırada "Şu aptal konuşmanızı kesip yardım etmeye ne dersiniz" diyen bir ses duymam ile, sesin sahibine döndüm.

Hilal dizlerinin üstüne çökmüş, elleri ile yüzünü kapatıp deli gibi ağlıyordu. Yanında gelen esmer çocuk ise, burnundan ve dudağının kenarından gelen kanları önemsemeyerek, Hilal'i sakinleştirmeye çalışıyordu. Zaman kaybetmeden yanlarına gidip, Hilal'in önünde diz çöküp yere oturdum. Altıma giydigim kalın çorap, karlar ile buluşunca ıslanmaya başlasa bile, şuan onu düşünecek halde degildim.

"Iyimisin?" diye Hilal'e sordugumda, Hilal hıçkırarak aglamaya başladı. Sordugum sorunun salaklığına kafamı sallarken, esmer oglan "Ordan bakınca iyi gibi mi duruyor?" diye bana kızgın bir şekilde söylendiginde "Sen git ilk önce kendin ile ilgilen.." diyerek ona gözlerimi kısarak baktım.

Esmer oglan bana bir kaç saniye bakıp "Onu bu halde yanlız bırakamam, bırakmam.." dediginde, gözlerimi devirdim. "Gördügün gibi yanında ben varım ve şu arkamda olan arkadaşım ve onun gerizekalı sevgilisi.." Yakut ve Emre'yi parmağımla gösterdigimde, Emre homurdanarak "Ayıp oluyor ama.." dedi.

Onun dedigini duymamış gibi yapıp, elimi Hilal'in omzuna koymuş olan esmer çocuğun elinin üstüne koydum. "Merak etme onun yanından sen gelene kadar ayrılmam.." Esmer çocuk bir bana bir Hilal'e baktı. Sonra parmakları kanayan burnuna ve dudağına dokundugunda, acıdan yüzünü ekşitti.

Arkada duran Emre'ye bakıp "Bu oğlanıda alıp şu yakınlardaki eczaneye gidin orda pansuman, birşey yapsınlar. Sonrada her zamanki cafeye gelin.." dedim. Emre sesli bir şekilde oflayıp "Neden ben?" dediginde, yanında duran Yakut, Emre'nin kolunu omzundan atıp "Bir kerede birşeyi hemen söylenince yap.." diye yorumda bulunda. Emre'nin yüzünde yine o sırıtış belirdiginde "Biraz önce öyle demiyordun ama.." diyerek Yakut'a yaklaştığında, Yakut'un yanakları çoktan kızarmaya başlamıştı bile.

"Emre.." Sinirli bir şekilde onun ismini söyledigimde, Emre oflayarak "Tamam tamam" dedi. Esmer cocugun yanına gelip "Hadi gel bakalım şu yüzünü bi düzeltelim" diyerek oğlanın kolundan tuttugu gibi çekiştirmeye başladı. Onlar kapıdan çıkıp kayboldugunda Hilal'e baktım. Hala aynı şekilde ağladığını görmem ile "Hilal?" diyerek ismini fısıldadım.

"Ben kötü birşey yapmadım.."

Boguk bir şekilde söyledigini ilk başta tam olarak duymasamda, sonra aynı cümleyi tekrarladıgında anladım. Onun bu haline dayanamadığım için, kollarım ile vücudunu sardım. Ona sıkı bir şekilde sarılırken "Senin suçun yok.." diye mırıldandım. Hilal ellerini yüzünden çekip, gögsünü başıma yaslayarak, kollarını belime doladı. Onun bu yaptığı beni biraz şaşırtmış olsada, şuan herşeyden çok, onun yanında birinin oldugunu hissetmesi herşeyden önemliydi.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now