-47.Bölüm-

44.7K 1.3K 163
                                    

16.06.2016

***

Çetin'in gözlerinin içine bakıp, gözlerimi kapatmaya başladığımda ise, hissettigim tek şey, Çetin'in dudağımın üstüne degen nefesiydi. Kendimi biraz sonra olacaklara bir şekilde hazırlamaya başlamıştımki "Sen beni dinliyormusun?" cümlesini duymam ile kendime gelmiş, kocaman gözler ile Çetin'e bakıyordum. Çetin elini gözümün önünde sallayıp birşeyler mırıldansa bile, onu duymuyor biraz önce olanları düşünüyordum.

Gerçekten biraz önce ne olmuştu?

Çetin'e baktığımda yanıma oturdugu mesafede oturdugunu görmem, kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Biraz önce bana çok yakın olan kişi, şimdi bir anda nasıl eski mesafedeki bir uzaklıkta otura biliyorduki? Biraz önce olanlar gerçekten olmuşmuydu? Yoksa ben saçma bir rüya yada kabusmu görmüştüm?

Beynim uyuşmuş bir şekilde öylece Çetin'e bakıyordum. Biraz önce olanların etkisi hala üzerimde, onu anlamaya çalışıyor ama kulaklarım şuan protesto ettigi için, söyledigi hiç birşeyi anlamıyordum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve kafamı biraz önce olan yada olmayan saçmalıklardan kurtarmaya çalıştım. Ama gözlerimi açıp Çetin'in meraklı bakışları ile karşılaştığımda ise, herşey teker teker beynime tekrar hücum etti.

"Sen iyi olduguna eminmisin?" Çetin meraklı bakışlarını üstümde gezdirirken, bakışlarımı ondan kaçırdım. Ne zaman onun gözünün içine baksam, biraz önceki saçma olay aklıma geliyor ve aklımı kaçırma hissi veriyordu bana. Ama biraz önce olan, rüya, kabus, yada hayali düşündüğümde, zaten aklımı kaçırmış hissediyordum.

"İyiyim.." diye mırıldandığımda Çetin kafasını saga dogru yatırıp "Eminmisin?" diye sordu. Hiç düşünmeden "Evet" dedim. Çetin gözlerini kısmış bana bakarken "Sende birşeyler var ama neyse.." diye mırıldandıktan sonra, bakışlarını üstümden çekti. O bakışların altında ezilmekten kurtulmanın verdigi rahatlık ile, nefesimi dışarı verdim.

"Dün akşam birden ortadan kayboldun. Neredeydin?"

Çetin'in sorusu üzerine ilk başta ne diyecegimi tam bilmedigimden, sustum. Ama sonra zaten konunun bir çok yerini bildigi için "Bebegimin babasının yanına gittim.." dedim. Çetin bakışlarını tekrar benim üstüme diktiginde, ben ona bakmak yerine, önüme bakmayı tercih ediyordum. "Gittin çünkü?" diye soran Çetin'in ses tonundan birşey anlamadığım için, ona baktım. Ama yüzüde sesi gibi düz oldugundan birşey anlamıyorum. "Gittim çünkü.. Ona bebegi olacağını söyleyecektim.. " dedigimde, Çetin tek kaşını kaldırıp "Ama söylemedin çünkü?" dediginde, gözlerimi devirmeden edemedim.

"Söylemedim çünkü.." Derin bir nefes aldım. ".. Söylememe izin vermeden beni kovdu.."

"Hmm.."

Burak'ın dün gece yaptıkları tekrar aklıma geldiginde, kaçmak istedim. Onların beni bulamayacağı bir yere kaçmak istedim. Ama kacamıyacagımı ve ne kadar çok kaçmaya çalışsamda bir şekilde beni bulacaklarını biliyordum. "Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?" Omuzlarımızı silkip "Hiç birşey.." diye cevap verdim. Verdigim cevap Çetin'e yetmedigi için "Söylemiyecekmisin yani?" diye sordugunda, yine hiç düşünmeden "Hayır.." dedim.

"Eminmisin?" diye sordugunda, bu sefer kızgın bakışlarımı Çetin'e yolladım. Neden bu kadar çok soru soruyordu bilmiyordum ama bir zaman sonra o soruları duymak canımı sıkmaya başladı. Şuan gerçekten eski soğuk Çetin'i özledigimi fark etmiştim. O hiç olmazsa bu kadar soru sormuyor ve canımı sıkmıyordu. "Eminim o hiç bir zaman bebegi olacağını bilmeyecek.." Ciddi bir şekilde söylendigimde, Çetin birşey demeden kafasını anlamadım der gibi salladı.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now