-13.Bölüm-

95.8K 3.3K 194
                                    

28.03.2017

***

Her insanın acı, tatlı, güzel veya kötü bir geçmişi vardır. Bazılarımızın o günleri özlem ile hatırladığında yüzünde küçük bir gülümseme oluşur. Bazılarımızın ise sadece o günleri unutup bir daha asla hatırlamak istemez. Aklına geldigi her anda ise, mutlu bir gülücük yerine içimize dolan acıyla başa çıkmaya çalışırız.

Insan geçmişten kolay kolay kurtula bilirmi? Geçmişin bıraktığı izleri kolay kolay üstünden sile bilirmi? Senden alıp gittiklerini geri sana getire bilir mi? Geçmişten gelen o duyguları görmezden gelebilirmi? Ya geçmişin beyninine kazdığı hatıralar? Bunlar bir anda kaybolur mu? Geçmişi her hatırladığında canının yanmasına engel olabilirmi?

Yapamaz.. Bunların hiç birini istese bile yapamaz. Geçmişimiz bizim bir parçamızdı. Ne o bizim peşimizi bırakır nede biz ondan kurtulabiliriz. Aynı benim geçmişimden kaçıp bir türlü kurtulamadıgım gibi.

Bir zamanlar arkadaşım, dostum, kardeşim dedigim kişi... Şimdi benim için bir yabancıdan farkı yoktu. Onunla arkadaş oldugum zamanlar asla böyle birşey olacağı aklıma gelmezdi. O zamanlar hiç birşey bizi ayıramaz derdik cünkü.

Hiç birşey ve hiç kimse..

Ama işte herşey bir anda hayatımıza giren başka bir kız ile değişti. Onuda arkadaş gurubumuza aldığımızda, eger bu duruma gelecegimizi bilseydim, o kızı yanımıza bile yaklaştırmazdım. Onu bizden uzak tutmak için elimden gelen herşeyi yapardım.

Sevil.. Cem'in aşık oldugu ve beni hiç düşünmeden sadece o kıza ulaşmak için kullandığı kız. Başlarda Sevil çok cana yakın iyi bir arkadaş gibi duruyordu. Cem benim için ne kadar degerliyse, oda bir zaman sonra benim için o kadar degerli oldu. Cem bana gelip o kızı sevdigini söyleseydi, ikisini bir araya getirmek için elimden gelen herşeyi yapardım. Ama Cem bunu yapmak yerine, beni koz olarak kullandığı bir oyun oynamayi tercih etti.

Sevil'i kendine kazandığı, beni kaybettigi bir oyun..

Cem'in bana beni sevdigini ve benimle birlikte olmak istedigini söyledigi gün dün gibi aklımda. O zamanlar salak biri oldugum için, Cem'in her dedigine sorgusuz sualsiz inanıyordum. Cem'e karşı içimde olan sevginin aslında hiç sahip olamadığım baba sevgisi oldugunu göremiyecek kadar kördümde.

Çünkü o küçüklügümden beri benim koruyucum olmuştu

Bana olan güya hislerini açıkladığında dünyada benden mutlu kimse yoktu. O kadar mutluydumki, hiç birşeyi gözüm görmüyor ve duymuyordum. Cem'in bana çıkma teklifi etmemesini bile garipsemedim o zaman. Cem sana yarın güzel bir süprizim var demişti.

Ben beni güzel bir süpriz bekliyor sanıp havalara girmiştim. Ama o bahsettigi süprizin benim hayatımı baştan aşağıya değiştirecek bir süpriz oldugunu bilmiyordum. Eger bunu önceden görmüş olsaydım, o zaman o eve asla adımımı atmazdım.

Evde heyecanlı bir şekilde Cem'i ve o bahsettigi süprizi bekledim. Saatler birbirini kovalarken Cem'den hiç bir şekilde haber alamadım. Onu o gün kaç kere aradım, mesaj attım bilmiyorum. Ama ne aramalarıma çıktı nede mesajlarıma yanıt verdi. İçime öyle koca bir kurt düştüki, başına birşey geldi sandım. O düşünce beynimi ve içimi yerken evden hızlı bir şekilde çıkıp, onun tek başına kaldığı eve gittim. Evin yedek anahtarını Cem ne olur ne olmaz diye bana vermişti. O an o anahtarın bende olduguna şükrederken, şimdi o anahtarın bende oldugu için lanet ediyordum. Cem'in kaldığı eve nasil gittim içeri nasıl girdim hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey vücuduma yayılan korku ve panikti. Ama o iki duyguda, kulaklarımı dolduran ve kalbimin tam ortasına saplanan okların sahibi olan konuşmalar yüzünden ortadan kayboldular.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now