-18.Bölüm-

107K 3K 407
                                    

03.04.2017

1 günde bana 2 bölüm paylaştıran okuyucular 👏👏😄

***

Okulun demir kapısının önüne geldigimde, nefesimi kontrol altına almaya çalıştım. Kalbim her an yerinden çıkacakmış gibi atarken, hızla alıp verdigim nefes ise ciğerlerimi yakıyordu. Derin nefesler almaya çalışsamda, kalbim buna engel oluyordu.

Sag elimi yanımda bulunan duvara koyup, soluklanmaya çalıştım. Okula öyle bir hızda koşmuştumki, hayatım boyunca böyle koştuğumu hatırlamıyorum. Nefesim düzene girmeye başlarken, evde olanlar ve o evden hızlıca kaçıp gitmemi saglayan anılar bir bir beynimde yerlerini alıyorlardı.

Burak tam merak ettiğim kişiyi söyleyecegi sırada, bedenimi saran korku ile kendimi geldim. O an neden korktugumu tam bilmesemde, Burak'ın söyleyeceği ismi duymak istemedim.

Istemedigim içinde kapıyı açtığım gibi hızlı bir şekilde evden çıktım. Sonra kendimi okula dogru hızlı bir şekilde koşarken buldum.

Böyle birşeyi hala neden yaptığımı tam olarak bilmiyordum. Tam ögrenecegim dedigim anda, bir anda korkup kaçmam.. Kendimi tokatlamamak için zor duruyordum. Bazen salakça şeyler yaptığım dogrudur. Zaten biraz önce yaptığım ilede bunu kanıtlamış oldum..

Kendime kızmak ile meşgulken, birinin elini omzumda hissetmem ile yerimde sıçradım. Elin sahibinin Burak olma ihtimalinden, korku ile arkama baktım ve Burak olma ihtimalinde nasıl bir açıklama yapmam gerektigini düşündüm. Ama bekledigim gibi elin sahibi Burak degil, beni baştan aşağıya endişeli bir şekilde süzüp "Iyimisin? Bu halin ne?" diye soran bir Emre ile karşılaştım. Vücudumu tam olarak Emre'ye dönüp "Iyiyim" diyerek mırıldandığımda "Buradan bakınca hiç öyle gözükmüyor" diyerek bana inanmadığını belli edercesine tek kaşını kaldırdı.

Gözlerimi devirme istegini yok sayarak "Iyiyim dedim" diyerek ona istemedigim halde bağırdım. Yaptığımın farkına vardığımda ise "Özür dilerim bağırmak istemedim" diyerek başımı aşağıya dogru egdim.

Emre kolunu omzuma atarak beni kendisine dogru çekti. Beraber bu şekilde demir kapıdan iceri girirken "Önemli degil" diyerek geçiştirdi. Emre ile bahçeye girdigimizde, bahcede olan kızların bakışları yine üstümüzdeydi. Kızların hepsi Emre'ye hayran bir şekilde bakarken, bana beni öldürmek ister gibi bakıyorlardı.

"Şu bakışlardan nefret ediyorum" diyerek söylendigimde, Emre kendini beğenmiş bir şekilde "Benim yanımda oldugun sürece o bakışlara alışsan iyi olur" diyerek elini saçlarından geçirdi.

Emre'ye kısa bir bakış attığımda bahçedeki bir kaç kıza göz kırptıgını görmem ile, yaptığı yüzünden oflayarak "Şu kızlara şunu yapmayı bırak. Birgün senin yüzünden beni öldürecekler" dedim. Emre söyledigim sanki çok komikmiş gibi "Asla" diyerek yanağımdan bir makas aldı.

Emre'nin bu haline gülerek kafamı sallarken kapının önünde gördügüm kişi ile yüzümdeki gülücük soldu. Onun benden önce buraya gelmiş olmasının şaşkınlığını bir kenara bırakmayı denedim ama bu istediğim gibi kolay olmuyordu.

Burak kollarını gögsünde birleştirmiş sinirli bir şekilde Emre ile bana bakarken, boğazımda oluşan yumruyu yutmaya çalıştım. Burak'ın bakışları bir kaç saniyeliginede olsa omzumda duran Emre'nin koluna gittiginde çenesini sıktığını fark ettim. Ister istemez onun bu hali beni korkutmaya başladığında, Emre'nin kolunu omzumdan attım.

Etraftaki kızlara gülücükler atıp göz kırpan Emre, bana baktığında "Ne oldu?" diye sordu. Ne diyecegimi tam olarak bilmedigim için ise "Yok birşey" diyerek onu geçiştirmeye çalışırken, Burak hariç heryere bakıyordum. Emre'nin bakışları kapıda duran Burak'a kaydığında, birşeyler anlamış gibi bana baktı. Emre'nin bakışlarını görmezden gelmeye çalışırken, Burak'ın sert bakışlarını bütün vücudumda hissediyordum.

Aşk-ı Esaret- AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin