-23.Bölüm-

85.9K 2.2K 225
                                    

08.04.2017

***

Söyledigi her söz ile kalbim bogulmakla kalmamış, hancer vuruşlarının altındada son nefesini vermişti. Boğazımda öyle koca bir yumru oluştuki, yutmayı bırakın nefes almamı bile engelliyordu. Canım sanki hiç bu zamana kadar yanmamış gibi yanarken, gözlerime dolmaya çalışan yaşlar ile başa çıkmaya çalışıyordum.

"Burak sen beni anlamıyorsun.." diye sitem etmeye başladığımda Burak bana bakmadan "Ben seni cok iyi anladım Öykü.." diye soguk bir şekilde mırıldandı.

Onun bir anda bana böyle soguk davranması ile içimde kücük bir sinir oluşmaya başlasa bile, onu bu hale getirenim kendim oldugumu bildigim için, içime işleyen siniri yok etmeye çalıştım.

"Hayır anlamıyorsun işte.."

Oturdugum yerden kalkıp ucurumun kenarına dogru yürüdüm. Tam önünde durdugumda saatin geç olması ile etrafımızı saran rüzgar yüzünden kollarımı bedenime doladım. İçimdeki sinire hakim olmaya çalışsam bile, olmuyor her geçen saniye anlamadığım bir şekilde büyüyordu.

"Sen benim yaşadıklarımı yaşamadın. Sen benim gibi hiç beklemedigim bir şekilde arkandan vurulmadın. Herkesten çok güvendigin kişinin seni bir kalemde başka biri için iğrenç bir şekilde sildiğini görmedin. Senin ellerinden acı bir şekilde inandıkların alınmadı.."

Gözlerimden bir kaç damla yaş aşağıya dogru inerken, susmak istedim. Susup herşeyi burda başlamadan, bitirip gitmek.

"Ben bunlari yaşadım. Ben.. Ben hiç beklemedigim anda çok kötü bir şekilde vuruldum Burak. Elimden inandığım herşeyi aldı o benim. Aşka olan inancımı elimden cekip almaya çalışırken tırnaklarımla ona tutunmaya çalışsam bile, yinede aldı gitti. Insanlara güvenemez bir hale geldim. Biri benimle arkadaş olmaya çalışsa aynı şeyler başıma gelecek diye herkesten kaçmaya başladım. Sence böyle yaşamak çok mu kolay sanıyorsun?"

Dişlerim ile alt dudağımı ısırıp dudaklarımdan kaçmak isteyen hıckırıgı engellemeye çalıştım. Söylediklerim ile, icimdeki sinirde büyümeye başladığında, o an bu sinirin Burak'a degilde, bu duruma geldigimiz için kendime oldugunu en sonunda anlamıştım.

Bu duruma beni biz getirmiş oldugumu bilsemde, bu durumdan bizi çıkarak olan kişininde ben olmadığımı biliyordum. İçimi her geçen saniye kaplayan huzursuzluk, bedenimde yayılmaya başladığında, arkamda duran ve hala birşey söylememiş olan Burak'ın bir şeyler yapıp beni bu durumdan kurtarmasını istedim.

Onun yanıma gelmesini ve yanımda olmasını istiyor olmam bencillikti biliyordum.. Ama yinede kalbini kırdığım birinin yanıma gelip beni kurtarmasını beklemek saçmalık degilmiydi?

Arkadan vücudumu saran kolları hissetmem ile korkmaktan daha çok şaşırmıştım. Onun yanıma gelmiyecegine kendimi o kadar cok inandırmıştımki, şimdi yanımda olması...

Burak saçlarıma küçük bir öpücük bırakıp mümkünmüş gibi beni daha çok kendisine çekip sıkı bir şekilde sarıldı. Onun kolları arasında huzuru bulmaya başladığımda kulağıma dogru egilip "Ağlama, kimse ama hiç kimse senin o gözlerinden düşen yaşları hak etmiyor" diye fısıldadıgında, göz yaşlarım bunu beklemiş gibi durdu.

Burak'ın kolları arasında ona dogru dönüp başımı gögsüne yasladım. Kulaklarım onun kalp atışları ile dolarken, kollarımı beline doladım. Burak ellerini belime koyup, tek eliyle sırtımı sivazlerken, gözlerim kendiliginden kapandı.

"Korkuyorum.." diye mırıldandığımda Burak'ın "Korkma, ben burdayım ve hiç bir zamanda gitmeye niyetim yok. Sen istesende istemesende, ben her zaman senin yanında olacağım" dedigini duydum.

Aşk-ı Esaret- AnkaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora