-25.Bölüm-

74.2K 2.3K 217
                                    

13.04.2017

***
Son ders zilinin çalmasını beklerken, sabah evden çıkarken Burak'ın elime tutuşturdugu matematik test kitabındaki sorulara göz gezdiriyordum. Bazı sorular bana kolay gelsede, diger bazı sorularda o kadar zor geliyordu. Ne zaman elimdeki kitabı bırakmayı düşünsem, Burak bunu sanki hissetmiş gibi, sınıfın önünden geçip kapıdan test kitabına çalışıyormuyum diye bakıyordu.

Bir kere benim çalışmadığımı ve onun yerine Emre ile konuştuğumu gördügünde, bakışlarında gördügüm gizli tehdit ile elimdeki kitabı bırakamaz hale geldim. Bazen bakışlarım Burak'ı tekrar görebilirim diye kapıya yönelsede, malesef göremedim.

Bugün onunla hiç bir dersimiz olmadığı için, bütün gün bir kaç kere görmüş ve anlamadığım bir şekilde onu özlemiş olmam ise, önümdeki test kitabını yırtıp atmak istegimi arttırıyordu. Ama daha çok çözemediğim sorular yüzünden bu test kitabından hemen kurtulmak istegim digerlerinden daha ağır basıyordu.

Yanımdaki küçük hareketlenmeyi hissettiğimde, yanımda oturan Emre'ye baktım. Ona baktığımı fark ettiginde gözleri ilk önce önümdeki test kitabına degdi ve yüzünü sanki önümde duran kitap çok iğrenç birşeymiş gibi buruşturdu.

Okula geldigimden beri önümde ne zaman bu test kitabını görse, böyle yapıyordu ve bu hali benim istemedende olsa gülmemi sağlıyordu. Emre bir anda sınıftaki diger ögrenciler gibi test kitaplarına gömüldügümü gördügünde, bu değişimin nerden geldigini sorsada, ona sadece bir yerden başlamak lazım diyip geciştirdim. Buna pek inanmadığını fark etsemde, birşey demedigi için minettardim.

"Kafanı şu aptal test kitabından ne zaman kaldıracağını gerçekten çok merak ediyordum"

Eliyle önümdeki test kitabını gösterirken, yüzünü tekrar buruşturdu. Onun bu yaptığına "Abartma istersen" diye yorumda bulundugumda, Emre hiç oralı olmadı.

"Gerçekten şu aptal kitabı bıraksan artık diyorum"

Ben daha ne oldugunu anlamadan Emre bir anda önümdeki kitabı almaya çalıştığında, ona engel olmaya çalıştım. "Bırak şunu Emre" Emre'ye bir yandan bağırıp, bir yandanda kitabımı ondan kurtarmaya çalışıyordum. Emre hiç ummadığım bir anda beni gıdıkladıgında, elimi kitaptan bırakıp onu önlemeye çalışmam, kitabı eline geçirmesine neden oldu.

"Bence bugünlük bu kadar çalıştığın yeter"

Emre kitabımı sıranın altına koymaya çalışırken, kitabın bir ucundan tutup çekiştirmeye başladım. Ikimizde Kitabın bir ucundan tutup çekiştirirken, birbirimize bırakmamızı söylüyor, ama ikimizde bırakmıyorduk.

Bu durum hiç komik olmasada, bir anda gülmeye başladık, ama kitabı çekiştirmeyede halen devam ediyorduk. "Ne oluyor orda?" Sinirli bir sesin bağırması ile, ikimizde korktugumuz için, elimizdeki kitab yeri boylamıştı.

Sesin geldigi yere baktığımızda ise kapının önünde durmuş her halinden ne kadar çok sinirli oldugu belli olan bir Burak duruyordu. Bakışlarımız buluştugunda ise o gözlerin içine işlemiş olan sogukluk sert bir rüzgar gibi vücuduma çarptığında, bu sıcak havada kendimi buz kutuplarında gibi hissettim.

Burak'ın bakışları Emre'yi buldugunda ise sogukluk yerini alev alev yanan bir öfkeye bıraktı. Emre hiç birşey olmamış gibi rahat bir şekilde benim yanımda otururken, ben korkudan diken üstünde oturuyormuş gibi hissediyordum kendimi.

"Hiç bir şey hocam.."

Burak, Emre'nin çok rahat bir şekilde söylediğinin üzerine ağır adımlarla sıramıza dogru gelmeye başladığında, o an yok olmak için nelerimi vermezdim. Sıramızın tam önünde durdugunda "Size burda neler oluyor dedim" diyerek her kelimenin üstüne bastırarak söylediginde, bakışlarım çoktan ondan kaçmıştı bile.

Aşk-ı Esaret- AnkaWhere stories live. Discover now