Olanlar sadece bir kazaydı

20.5K 603 214
                                    


"Selin, Gece acıktı bitanem..."

İşkence gibi gelen bu eylemi düşünmek bile Selin'in sinirlerini yıpratmaya yetiyordu. Gözlerini devirdi ve mutsuz bir şekilde başı ile onayladı, tek kelime bile etmemişti. Konuşmak da istemiyordu zaten kimsenin kendisini anlayabileceğini düşünmüyordu.

Ali odaya henüz on üç günlük kızları ile girdiğinde bakışlarını ağlayan bebekten kaçırarak göğsünü açmaya odaklandı. Sağ göğsünü açtı ve ellerini arkasında birleştirdi. Kucağına almak istemediğinin açık kanıtıydı. Hala Ali'ye ve kucağındaki bebeğe bakmıyor, konu ile tamamen ilgisiz davranıyordu. Ali alıştığı durum karşısında bir şey demeden bebeğinin bir an önce doyması için yatakta oturmuş on üç gündür yaptığı gibi ısrarla bakışlarını kızından kaçıran karısına baktı. Bir kez bile görmemişti onu, bir kez bile kucağına almamıştı. Onu suçluyordu, minicik bir bebeği. Kendi bebeğini...

Başına dikkat ederek bebeği Selin'in açık olan göğsüne yaklaştırdı. Minik kızı annesinin kokusunu aldığını bilir gibi bir anda sustu ve ağzı ile göğüs ucunu aramaya koyuldu. Minik dudakları annesinin göğsünü bulduğunda Selin her zamanki gibi acı ile inledi. Gece ise her şeyden habersiz karnını doyurmanın telaşındaydı.

"Allah kahretsin!"

Ali Selin'in söylenmelerinin karşısında sessizliğini sürdürürken hala bebeğe bakmamak için duvara sabitlediği bakışlarını yakalamaya çalıştı.

"Neden öyle bakıyorsun Ali?"

Ali alıştığı hırçın tavır karşısında tepkisiz kalarak acıdığını hissettiği kolunu Selin'in dizine yasladı ve yatakta biraz daha onlara doğru yaklaştı. Gece kocaman mavi gözlerini çoktan kapatmış annesinin kokusunda uyuyakalmıştı.

"Sana sordum!"

Cevap vermemenin sonunun da nereye gideceğini bilen Ali derin bir nefes aldı ve bakışlarını kızından çekmeden konuştu.

"Nasıl Selin?"

Sesindeki bıkkınlık son derece barizdi, Selin nefes bile almadan ataklarını sürdürdü.

"Ayıplar gibi, kınar gibi en çok da kızar gibi..."

"Sana öyle gelmiş hayatım."

"Bana hayatım deme!"

"Tamam Selin, sen istemiyorsan demem."

Selin huzursuzca kıpırdandı ve eli ile göğsünü tuttu.

"Ne zaman doyacak bu çocuk! Canımı acıtıyor, zaten canımı acıtmaktan başka bir işe de yaramıyor!"

Ali melek gibi uyuyan kızına baktı, annesinin söylediklerini duyuyor muydu acaba?

"O daha on üç günlük bir bebek Selin, senin kızın."

"Hatırlatıp durma."

"Peki..."

Selin çekişleri yavaşlayan bebeğin bir an önce doyması umudu ile beklemeye başladı. Ali'nin onu sürekli alttan almasından da sıkılmıştı. O bebeği istemiyordu, annesi onun yüzünden on üç gündür yoğun bakımdaydı ve bunun tek suçlusunu şu an kendi bedeni ile besliyordu.

"Beni sürekli alttan almandan da sıkıldım, bu çocuğun doymak bilmeyen iştahından da!"

"Başkasının çocuğundan söz eder gibi davranmaya son ver artık Selin."

"Onu istemiyorum Ali, bunu anlamak bu kadar zor mu?"

"Onu istemediğine karar vermen için sence de biraz geç kalmış sayılmıyor musun?"

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now