Mertoğlu Domuzu!

11.7K 384 21
                                    

Kararsızlıklar içerisinde geçen iki saatin sonunda Ali'nin gelmeyeceğini anlayan Selin kızının yanına kıvrıldı. Mışıl mışıl uyuyordu bebeği, burnunu boyun boşluğuna yerleştirdi ve kokladı. Aynı babası gibi kokuyordu, Ali'nin yanına gitmeyi düşündü ama şimdi giderse her şey daha kötü olabilirdi. Olayın üstünün soğumasını bekledi.

Ali bu güne kadar hiçbir şey için onu zorlamamıştı, Gece'yi de isteyerek yaptıkları halde yine saçmalamış ortada suç varmış gibi Ali'yi suçlamıştı. Ayrıca Ali mantıksız bir adam değildi, sadece onu denemiş o da bu sınavdan çakmıştı. Selin dudaklarını kemirerek gönlünü nasıl alacağını düşündü. Ali ona kıyamazdı, sadece biraz süründürecekti. Adamı resmen tuzak kurmakla üstelik de defalarca utanmadan suçlamıştı.

Bir süre daha geçtikten sonra Gece'nin birazdan yine uyanacağını düşünerek uyumaya çalıştı, ama bir türlü uyku tutmuyordu. Mutfağa inmeye karar verdiğinde, Ali odaya girdi hızla uyuyormuş gibi yaparak gözlerini kapattı, Ali'nin sessiz olmaya çalıştığını biliyordu. Yavaşça yatağa girdi, Gece'ye zarar vermeyecek şekilde yatağa uzandı. Selin, Ali'nin kızını izlediğini biliyordu, yataktaki hareketten onun dayanamayıp Gece'yi öptüğünü anladı. Gece huzursuzca kıpırdandı ama yine mışıl mışıl uyumaya devam etti.

"İyi geceler minik hanım, baban sana çok âşık unutma."

Selin gözlerinin dolduğunu hissetti, Gece ne kadar şanslıydı. Hayatı boyunca hiç duymadığı o cümleyi kızı doğduğundan beri her gün defalarca duyuyordu. Oysa o çocukluğu boyunca babasının neye benzediğini merak etmiş, saçma sapan resimler çizerek çizdiği adamların babası olduğuna kendisini inandırarak büyümüştü. Büyüdükçe de babası olmadığını, kimseye baba diyemeyeceği gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalmıştı.

Birkaç damla gözyaşının yanaklarından süzüldüğünü fark ettiğinde yavaşça yatakta döndü ve uyumaya çalıştı. Yataktaki hareketlilikten Ali'nin de uyuyamadığını anlayabiliyordu. Oysa ikisi de bu geceyi böyle hayal etmemişti, ama hayat hep hayal etmediklerini yaşatmıyor muydu zaten?

***
Ali sabah erkenden uyandı ve hala mışıl mışıl uyuyan kızına baktı, Selin de uyuyordu. O kadar güzel görünüyorlardı ki yan yana, kendini tutamayıp ikisinin de saçlarına ufak birer öpücük bıraktı.

Şirkete gitmesi gerekiyordu, doğum kaza falan derken her şeyi boşlamıştı. İşler birikmiş altından kalkması zor bir hale gelmişti. Yataktan yavaşça kalktı ve duşa girdi. Çıktığında Gece'nin kocaman mavi gözleri ile etrafı izlediğini gördü, üstünü hızlıca giyindikten sonra kızının yanına geldi ve kucağına aldı.

"Günaydın minik maviş hanım."

Gece babasının onunla konuştuğunu anlamış gibi iki elini yüzüne götürdü ve yanaklarını tuttu.

"Baba işe gidiyor, anneyi üzme tamam mı?"

Selin'i uyandırmamak için fısıldayarak konuşuyor bir yandan da kızı ile vedalaşıyordu. Bal küpü gibiydi Gece, onu öpmeye koklamaya doyamıyordu. Gece'yi tekrar annesinin yanına yatırdığında Selin'in yanağına da öpücük bıraktı ve yan tarafında komodinin üstünde duran ilaçlara baktı. Açmamıştı bile, peki ama neden? Bu konuyu daha sonra konuşmaları gerektiğine karar vererek ayağa kalktı, saçlarını kurutup şekillendirmek için tekrar banyoya gitti.
...

Selin yine saçlarının çekildiğini hissederek uyandı, yan tarafına baktı Ali yoktu. Gece de ısrarla bir tutam saçını çekiyor ağzına götürmeye çalışıyordu.

"Gece bu konuda anlaşmamış mıydık annecim? Saçlar yasak bölge, onları çekmek yok tamam mı?"

Selin saçlarını kurtarmaya çalışırken Gece de öylece onu izliyordu, eğildi sesli ve biraz sert olduğunu sonradan anlayacağı bir şekilde yanağından öptü. Gece hemen ağlamaya başlamıştı, canını mı yakmıştı? Selin hemen kızını kucağına aldı.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now