Rüya...

7.6K 368 194
                                    

Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim^_^  Keyifli okumalar...


Nerede olduğunu bilmiyordu, ya da bugün ayın kaçıydı hangi yıldaydı? Her şeyin belirsiz oldu bir ortamda adımlarını hızlandırdı tanıdık bir şeyler görme umuduyla. Az ileride yeşilliklerle bezenmiş bir park vardı, belki biraz otururdu? Yorgun hissediyordu.

Bir elin parmağını geçmeyecek kadar insan vardı, banklardan birisine oturdu ve gözlerini kapatarak huzuru dinledi. Özlemişti...
Her çocuk kahkahasında dudakları memnuniyetle kıvrılıyor, kendi cennetini bulduğunu düşünüyordu. Rüzgârdan uçuşan saçları yüzünü kaplıyor o bile rahatsız etmiyordu. Bir süre daha öyle geçtikten sonra birisinin elinden çekiştirmesi ile açtı gözlerini. Neler oluyordu?

Karşısında duran dört yaşlarındaki kıza baktı merakla. Gece? Ne ara bu kadar büyümüştü? Hala çok güzeldi, saçları uzamış prensesler gibi giyinmişti.

"Anneciğim?"

Gece ısrarla elinden çekiştirmeye devam ederken Selin de şaşkınlıktan çıkamamış bir şekilde ayağa kalktı. Gece küçük ayaklarının el verdiği ölçüde annesini yönlendirerek büyük adımlar atarken Selin de hala olayı çözebilmeye çalışıyordu.

"Gece, baban nerede? Sen nasıl geldin buraya?"

Selin cevap beklercesine kızına baksa da beklediği cevabı alamayarak yürümeye devam etti. Beş dakika kadar sonra bir ağacın dibine geldiklerinde bebek ağlamasına benzer bir ses duyarak irkildi. Selin merakla çevresine baktı ama bir şey göremiyordu. Ses yaklaşıyor yaklaştıkça da korkmaya başladığını hissediyordu.

"Gece neler oluyor?"

Gece tekrar annesinin elinden tutarak az ilerideki kaydırakların oraya götürdü. Ses iyice yaklaşmıştı ve hemen önünde bir sepet duruyordu. Selin yaşadığı heyecanın etkisi ile koşarak sepetin yanına gittiğinde daha da büyük bir şokun içine girmişti. Sepetin içinde küçücük bir bebek vardı, hangi anne bebeğini bu havada böyle bir yere sepetin içinde bırakabilirdi ki? Üzüntü ile diz çöktü ve sepetin içinde ağlamaktan kızarmış bebeğe uzandı. Gece de hemen yanına oturmuştu.

"Çok güzel değil mi anne?"

Selin başı ile onaylayarak bebeği inceledi, bu maviş gözler tanıdık geliyordu. Bir anda kalbine batırılan bir iğne varmış gibi sarsıldı. Küçücük kolundan tuttu ve bileğindeki bileklik dikkatini çekti.

'Uzay' Uzay yazıyordu! Bu bebek! Selin bir cevap beklercesine Gece'ye döndü, gözleri çoktan dolmuş bedeni kendisini taşıyamayacak kadar hissizleşmişti.

"Sen... Gece sen... Nereden buldun? Nasıl?"

"Üç gündür hep burada ağlıyor. Kimsesi yok."

Selin kucağında sakinleşen bebeği göğsüne yatırarak uzun uzun kokladı. Ali gibi kokuyordu! Artık gözyaşlarını tutamayacağı gerçeği ile yüzleştiğinde hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Gece ise kucağına yanaşarak küçük elleri ile gözyaşlarını sildi.

"Bu nasıl olur?"

"Bizim olsun mu anne?"

Selin göğsünde yatırdığı bebeğin birden büyümeye başladığını fark etti. Büyüyordu, kucağına sığamayacak kadar büyüyen bebek bir anda Gece'nin yaşlarına ulaştığında bir kere daha gerçekle sarsıldı. Aynı Ali'ye benziyordu, sadece saçlarını kendisinden almıştı.

"Uzay... Anneciğim."

Kucağındaki çocuk hızla ayağa kalktı, nefret dolu gözlerle bakıyordu ona. Selin gözlerindeki nefretle neye uğradığını şaşırırken ona doğru uzandı. Ama her uzandığında Uzay aradaki mesafeyi hızla açıyordu.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now