Palyaço

7.8K 351 257
                                    

Selam arkadaşlar ben geldim^_^ beklettiğim için çok üzgünüm :/
Üstünü başını düzeltip derin bir nefes aldı, ne diyeceğine dair bir gram fikri olmasa da bir şeyler geveleyebilmek umuduyla gülümsemeye çabaladı. Aynı ayın içerisinde ikinci Ece ziyaretiydi ve son olmayacağına kimse garanti veremezdi. Selin bu düşünce ile gülümsemeye zorladığı yüzünü tekrar buruşturdu. Korkunun ecele faydası yoktu, bunun bilinciyle kapıyı çaldı ve şansın kendisinden yana olmasını dileyerek içeri girdi.
"Çok geçmiş olsun..."
Ece'nin annesi Sedef hanım hızla oturduğu yerden kalkarken Selin de elindeki çiçeği masanın üzerine yerleştirerek ellerini önünde birleştirdi.
"Eserinizi görmeye falan mı geldiniz?!"
Selin bu çıkışı bu kadar ani beklemediğini kendisine itiraf etmek zorunda kalırken kadın da sanki onu kovalamaya çalışıyormuş gibi bir hızla ona doğru ilerliyordu.
"Sedef hanım... Olur mu hiç öyle şey? Ben sadece ailecek bu duruma ne kadar üzüldüğümüzü göstermek ve geçmiş olsun dilemek için geldim."
Kadın alayla dudaklarını kıvırırken sinirle ellerini birbirine vurdu. Alkış yapıyordu.
"Geçmiyor hanımefendi!!! Sizin o kızınız olduğu sürece de geçmeyecek."
Selin hala orta yolu bulabileceklerinin inancı ile anlayışla başını salladı.
"Çocuk onlar... Hem Gece de çok üzgün."
Kadın göz ucuyla yatakta yatan kızını işaret ederken sinirle gülmeye devam etti.
"Peki burada yatan kişi neden hep benim kızım oluyor?"
Selin'in verecek bir cevabı yoktu. Açıkçası cevap ne onu da bilmiyordu ama sakin kalmaya çalışarak kadının gözlerinin içine baktı.
"Çok üzgünüz..."
Sedef hanım git gide sinirlenen bir tavırla tek kaşını kaldırıp dudağını kıvırdı.
"Üzgünsünüz demek?"
"Evet..."
"Asıl ben size üzülüyorum!! Bir canavarla aynı evde yaşıyorsunuz!"
Selin neyi ima ettiğini anlamaya çalışarak uzun uzun baktı, ne demek istiyordu şimdi bu kadın? Canavar derken kızından bahsetmediğini umarak sordu.
"Canavar derken?"
"Kızınız! Tam bir canavar, ama sizin suçunuz bu kadar şımartıp ilgilenmezseniz olacağı bu! Allah bilir çocuk bakmayı ve büyütmeyi günde bir saat görmek falan zannediyorsunuzdur..."
Selin artık bu sözler üzerine sakin kalamayacağının bilinci ile kadına iyice yaklaştı, bir parmağını havaya kaldırdı ve sert bir ifade ile kadına bağırmaya başladı.
"Siz benim anneliğimi sorgulayacak son insansınız! Kızınız deterjan içerken neden yanında değildiniz o zaman? Neredeydiniz?"
"Bu şekilde kendinizi haklı çıkaramazsınız. Size dava açacağım!"
Selin artık olayın çığrından çıktığının farkındaydı, sakin kalabilmesi mümkün değildi! Hatta yanaklarının sinirden kızardığını hissediyordu.
"Açın! Bu hakaretlerinizin de bir bedeli olacak ama biliyorsunuz değil mi? Ayrıca canavar diye nitelendirdiğiniz kızım bile sizden daha insan!"
Sedef hanım alayla dudağını kıvırarak kollarının göğsünde birleştirdi ve tek kaşını yukarı kaldırarak konuşmaya devam etti.
"Hem suçlu hem güçlüyüz diyorsunuz yani?"
"Suçlu değiliz belki ama evet güçlüyüz! Biz birbirini seven bir aileyiz, şımartmaktan kastınız buysa evet kızımızın istekleri bizim için her şeyden önemli."
Kadın tam konuşmak için tekrar ağzını açacağı sırada Selin sinirle parmağını sallayıp susmasını işaret etti.
"Buraya gelip özür dilemeye çalışmam hataymış anlaşılan."
Kadın göğsünde birleştirdiği ellerini sıkı sıkı tutarken bir ayağını da ritmik olarak sallamaya başlamıştı. Selin bir türlü sakinleşemiyor, gözünden sakındıkları bebeklerinin canavar diye nitelendirilmesini bir türlü hazmedemiyordu. Zihniyeti böyle olan bir insanla daha fazla muhattap olmasına gerek yoktu. Kadının yüzüne tükürme istediğini sessize alarak sinirle kendisini dışarı attı, dizleri titriyordu. En yakın sandalyeye oturup iki elini de saçlarına daldırırken Ali'nin ne kadar da haklı olduğunu fark etti. Ece bir gerizekalıydı ve maalesef bu özelliğini annesinden almıştı!
***

"Toprak koşma buraya gel!"

Nazlı Avm'de koşturan oğlunu bıkkın gözlerle izledi. Rana hanım ise gülümseyerek yanına ilerlediği torununun elini tuttu ve kulağına mırıldandı.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now