Yürüteç

12.3K 355 267
                                    


Sevilay elindeki son elbiseyi de askıya asarken gurur duyarcasına uzaktan baktı. Selin de arkadan karnını tutarak yürürken yanına geldi ve günlerce çizmek için uğraştığı kreasyonunu onunla birlikte inceledi.

"Yıllardır bu piyasadayım, gördüklerimin en iyisi. Sen çok başarılısın kızım."

Selin utanarak bakışlarını kaçırırken Sevilay hanımın elini tuttu ve gülümseyerek cevap verdi.

"Hepsi sizin sayenizde... Ne kadar teşekkür etsem az. Benden çok emeğiniz var."

Sevilay bu günleri yaşayacaklarını hiç tahmin edemezdi, araları hakikaten iyiydi ve bunu bilmenin mutluluğu ile içinin ısındığını hissetti. Selin sözlerinde samimiydi, ona minnet duyuyordu, o yüzden hemen başını olumsuz anlamda salladı ve ellerini tutan eleri biraz daha sıkarak gülümsedi.

"Hayır... Sakın başarına ortak arama... Şurada gördüğün her şey sadece senin emeğin ve sadece senin başarın."

Selin cevap vermek yerine Sevilay hanıma sarılmayı tercih etti. Az zaman kalmıştı ve yapılması gereken hala çok iş vardı. Çalışmalıydı, hem de çok... Ama yorulmadan ve bebeğe dikkat ederek.

***
Planların aksine pelte gibi eve girdiğinde eğilerek ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkardı. Ali görse çok kızardı topuklu giydiği için ama şu an ortalık sakindi... Hatta olması gerekenden fazla sakindi. Gece'nin çığlıkları olmadan bir eve giriş beklemiyordu. Dişleri çıkmaya başladığından beri inanılmaz derecede huysuzlaşan kızını sevgi ile andı. Yine de sessizliğin tadını çıkararak çantasını yere attı ve direkt mutfağa gitti. Demek ki uyuyordu. Birkaç bir şey yese iyi olurdu, çünkü koşturmaktan bunu yaptığını sanmıyordu. Bulantıları ara ara olsa da Gece ile kıyasladığında çok rahat bir hamilelik geçiriyordu. Gerçi yataktan kalkmadan yatmak zorunda kaldığı o dehşet günleri saymazsa...

Dolabı açıp karşısında bir beş dakika kadar amaçsızca dikildikten sonra bir şeyler atıştırdı. Hatta baya yemişti, karnını tutarak yediklerini sindirmeye çalıştı. Daha şimdiden çok kilo almıştı.

Ali ile çıkmadan önce konuştuklarında bir saat sonra eve geleceğini söylemişti, yani gelmek üzereydi. Merdivenleri yavaş yavaş tırmanarak kızının odasına yöneldi. Özlemişti... Saatlerdir tek başına ne yapıyordu acaba? Zeynep hanımı pert etmek dışında... Kadın çok bile dayanmıştı, Selin bu kadarını beklemiyordu gerçekten. Gece'nin insanların sabrını zorlamak gibi bir huyu hep olmuştu. Ama yine de mis gibi kokusu, kocaman tombiş yanakları bir ömrüne bedeldi. Düşündükçe hızlandırdı adımlarını, uyusa bile kucağına alıp doyasıya koklayacaktı. Gerçi daha beş dakika sonra bundan pişman olacağı da kesindi ama olsundu...

Loş odaya girdiğinde hemen ışıkları açtı, kimse yoktu... İyi ama akşam olmuştu! Nerede olabilirlerdi ki? Evde seslenerek gezinirken her odaya baktı ama sonuç değişmedi, stres olmaya başlamıştı. Akşamın bu saatinde bu kadın çocuğu nereye götürmüş olabilirdi ki?

Aramayı düşündü, telefonu aşağıdaydı ve son zamanlarda iyice zorlanarak inip çıktığı merdivenlere düşmanıymış gibi bakarak karnını tuttu. Yavaş olamıyordu, çok merak ediyordu. Elinden geldiğince yavaş, korkusuna yenik düşecek kadar hızlı bir şekilde aşağıya geldiğinde hemen telefonunu araştırdı. Bulur bulmaz Zeynep hanımı aradı ama açmıyordu! Tekrar aradı, tekrar, tekrar... Açmıyordu!

Selin iki elini de saçlarının içine daldırdı ve çıldırmadan sakin kalabilmesi için dualar etmeye başladı. Tam çantasını alıp evden çıkacaktı ki kapıdaki hareketlilik ile kapıya koşturdu.

Gece miydi gelen?

"Kızım!"

Selin Gece yerine Ali'yi görünce sevinse mi üzülse mi bilemedi. Ali meraklı ve şaşkın bakışlarla ona bakarken o hemen kollarının arasına girerek sarıldı. Ağlamaya ne zaman başlamıştı, hiç farkında bile değildi.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now