Gelinlik

17.1K 323 76
                                    



Selin elindeki meyve tabağını Ali'ye uzatırken odada yankılanan ses ile neye uğradıklarını şaşırmışlardı, herkes gibi...

"DDD...DDDeeee... DeeDDeee Dedeee."

***
Herkes şok olmuş bir şekilde Gece'ye bakarken Selin de elindeki meyve tabağını Ali'nin yanındaki masaya bıraktı. Sakin kalmaya çalışarak kızına baktı ve hiçbir şey söylemeden bahçeye çıktı. Ağacın birisine yaslandı ve dolan gözlerini elleri ile kapattı. Ağlamak istemiyordu, ağlamayacaktı.

Selin'in odadan çıkmasının üzerine Ali de kendisine gelmeye çalıştı. Kimse kızının ne dediğini dillendirmiyor, Gece ise ilgisizlikten sıkılmış bir şekilde ellerini oynatıp sürekli 'DddddEee Dee' gibi sesler çıkarıyordu.

Güneş ağlamak üzereydi ve o da bir şeyleri bahane ederek mutfağa yöneldi. Nazlı ise hamilelik hormonlarına çoktan yenik düşmüş, ağlamaya başlamıştı. Ali, Gece'yi Nazlı'nın kucağından alan Savaş ile göz göze geldiğinde ayağa kalktı.

"Ali abi, uykusu geldi galiba. Ben ilgileneyim sen ablamın yanına git."

Peri bebeğe uzanırken o da cevap vermeden başı ile onaylayarak bahçeye yöneldi.

Selin hala olduğu yerde, iki kolunu da göğsünde birleştirmiş ağaca yaslanmış şekilde duruyordu. Uzun saçları akşam rüzgârından salınırken Ali de ne diyeceğini bilmemenin verdiği huzursuzlukla ona doğru ilerledi.

Selin arkasında hissettiği sıcaklık ile gözlerinin daha çok dolduğunu hissederken Ali de elleri ile belini sararak onu kendisine çekti. Selin belindeki ellerinin üstüne kendi ellerini de yerleştirirken kafasını da göğsüne dayadı.

"İkimiz de yanıldık Aliş."

Ali, Selin'in saçlarından öptü ve konuşmadan dinlemeye devam etti.

"Kızımızın ilk kelimesi anne ya da baba olmadı."

"Selin çok üzgünüm..."

"Dede dedi Ali, düşünebiliyor musun? Dede dedi."

Selin hemen önünü döndü ve Ali'nin bakışlarını yakalamaya çalıştı. Ali ile göz göze geldiğinde onun da en az kendisi kadar sarsıldığının farkındaydı. Ali hemen ellerini yanaklarında birleştirdi ve biraz önce yanaklarından süzülen yaşların çizdiği yolu okşadı.

"Bu nasıl oldu?"

"Bilmiyorum Selin, ama parktaki çocuktan duymuş olabilir. Anlamını bilmiyor ki sadece sesler çıkarmak hoşuna gidiyor."

"Kızımızın bir dedesi yok."

"Evet yok, ama onu çok seven bir anne babası var Selin. Ayrıca anneannesi, teyzeleri, babannesi..."

"Dedesi olsun isterdim. Bugün parkta Gece'nin öyle bir sahneyi hiç yaşayamayacağını düşündüğüm de kendi çocukluğum aklıma geldi Ali, benim de dedem yoktu tıpkı babam olmadığı gibi."

"İkinizin de benden başka kimseye ihtiyacı yok aşkım."

Selin kafasını göğsüne yerleştirdi tekrar ve elleri ile Ali'nin belini sardı. Yavaş yavaş tekrardan akmaya başlayan gözyaşlarını fark ettiğinde Ali de saçlarını okşuyordu.

"Yetemiyoruz Ali, bazen bazı sevgileri sadece o insanlar karşılayabilir."

"Düşünme bunları Selin, olmayan ve olmayacak şeyleri düşünüp üzüleceğimize elimizdekilere daha sıkı sarılmayı deneyebiliriz mesela."

Selin hızlanan gözyaşlarının yanında küçük küçük hıçkırmaya başladığında Ali göğsünün üstündeki kafasını kaldırdı ve parmakları ile gözyaşlarını sildi.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now