Canı beni sevmiyor!

8.9K 369 326
                                    

Keyifli okumalar...  Destekleriniz için çok teşekkür ederim..

"Bilmeliydim..."

Ali duraksamak zorunda kalarak karşısındaki manzarayı izlemeye başladı. Hayal kırıklığı bile hissedemiyordu şu an sadece kızgındı. Değişeceğine inanmak, kendisini inandırmaya çalışmak en büyük aptallıktı! İnsanlar değişemezdi ve annesi tarafından ilk kez kandırılmıyordu. Ali kızının elini tutup yavaş adımlarla tekrar arabaya ilerleyen annesine baktı.

Zeynep hanım öylece parkın bir köşesine oturmuş gidişlerini izliyordu. Bu kadar rahat olduğuna göre bunu ilk kez yapmıyordu! Ali ne yapması gerektiğini düşündü, Zeynep zaten uzun zamandır yaptığı gibi yine eve gelecek hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi yaşamaya devam edecekti. Arabayı gösterdi Savaş'a eli ile. Konuşacak hali bile yoktu, aptal yerine konulmuştu, hem de yıllarca!

Savaş ile koştukları arabayı hemen çalıştırdı ve annesini takip etmeye başladı. Bir şeyler dönüyordu, annesi kesinlikle kızını onun yanına götürüyordu bunu biliyordu... Araba çok ilerlemeden yavaşladı, gözden uzak bir köşeye park etti arabayı. Kapı açılmıştı, kızı koşar adımlarla dışarı koşarken, Sevilay da sürekli elinde tuttuğu telefona bakıyor endişeli bir şekilde çevrede volta atıyordu. Ali bir süre daha sabırla bekledi. Bu sabrın kaynağının nereden geldiğini de bilmiyordu, hakikaten nasıl bu kadar sakin kalabilmişti?

Annesi tekrar telefonu kulağına götürdüğünde hoşnutsuz bir şekilde yüzünü buruşturdu. Aradığı kişi açmıyordu anlaşılan...
Daha fazla duracak hali yoktu.

"Kimi bekliyor sence Ali?"

Ali kuzeninin sorusu karşısında bocalayarak gözlerini kapattı, aklına gelen kişinin olmamasını diliyordu. Annesinin ona ihanet etmemesini... Ama boşunaydı, konu Haluk olunca annesinin sınırlarının olmadığını ne yazık ki biliyordu!

"Sence çok açık değil mi?"

"Neden Gece? Neden Toprak değil?"

Ali ellerini hızla direksiyona vurup sakinleşmeye çalıştı.

"Bilmiyorum!!!"

Yine oyun oynuyordu onlarla, gelmeyecekti biliyordu. O kadar aptal bir adam değildi, buraya kadar takip edeceğini tahmin etmişti.
Kararlı adımlarla arabadan inerek yürümeye başladı, Savaş da arkasından gelerek onu takip ediyordu. Gece oyunlar oynarken kafasını kaldırdı, bu sabah yaşananları düşünerek babasına  baktı. Yanına koşmamış kollarını iki yana açarak "Babacımmmmm" diye bağırmamıştı. Sadece "baba" demişti. Mırıldanarak.

Ali içinin acıdığını hissetse de bu konu ile daha sonra ilgilenmeye karar verdi. Gece'nin sesini duyan annesinin panik dolu bakışlarını kendi üzerinde hissetti. Savaş'a işaret ederek Gece'yi almasını ve arabaya götürmesini sağladı. Gece zaten babasına yeterince kızgındı o nedenle itiraz etmedi. Ali bir eli cebinde annesine baktı, gözleri hala yaşadığı şokun etkisi ile kocaman olmuş, dudakları aralık bir şekilde kendisini inceliyordu.

"Oğlum..."

Ali 'oğlum' kelimesinin kendisinde yarattığı tiksinti ile sarsıldı. Ağzına ne kadar da yakışmadığının farkındalığıyla gülmeye başladı.

"Gelmeyecek bekleme boşuna. Yine kullanıldın! Ve yine ilk feda edilen kişi sen oldun!"

Sevilay iki elini boğazına götürüp gezindirdikten sonra yanaklarında sabitledi, resmen bitik görünüyordu. Ama yine de kekelememeye çabalayarak konuşmaya çalıştı.

"Ali sen ne diyorsun? Beklediğim kimse yok."

Ali annesinin pişkinliği karşısında iyice sinirlenmeye başladığını hissetti, birazdan elinden bir kaza çıkabilirdi. Sakin kalmak için uğraşamayacak kadar paniklemişti.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now