Önce cevap, sonra...

10.1K 376 489
                                    



Selin sinirden renkten renge giren kocasına, sonra da merdivenlerin bir köşesine oturmuş kahkahalarla gülen kızına baktı, telefon hala hoparlörde olmasına rağmen Gece kuytu bir köşe bulmayı başarmıştı. Kahkaha atmamak için kendisini zor tutarken Ali'nin ayağa kalktığını gördü. Zaten yeni düzelen aralarının tekrar bozulmasından korkarak pire gibi bir hızla ayağa kalktı ve kocasının kolunu tuttu.

"Aşkım nereye?"

Ali gözleri ile kızını gösterdi ve korktuğu şeyin başına geldiği ile yüzleşerek hırladı.

"Kızımın yanına!"

Selin gülümsemeye çalışarak Ali'nin kolunu okşadı, sakinleştirmeye çalışıyordu. Hemen önüne geçti ve Ali'nin tekrar oturmasını sağladıktan sonra yanağını öptü. Ali biraz olsun daha sakindi, Selin kulağına fısıldadı.

"Ben hallederim sevgilim, sen bekle..."

Ali sinirden sol bacağını yere ritmik bir şekilde vurmaya başlayınca Selin koşar adımlarla kızının yanına ilerledi. Gece annesini görür görmez bir parmağını kaldırdı ve bir saniye dercesine havada salladı.

"Anneciğim yemeğin soğuyor hadi gel."

"Tamam."

Gece tekrar telefona döndü ve mutsuz bir şekilde homurdandı.

"Tapatmam lazım. Canım yemek seviyo. Öptümmmm."

Selin konuşmanın 'Öptüüüüümmm' içerikli kısmının kocası tarafından duyulmasından korkarak dudağını ısırırken Ali'ye baktı. Ama Ali'nin hızla yanlarına doğru ilerlediğini gördüğünde bunun için çok geç kaldıklarını anlaması zor olmadı. Gece olanlardan habersiz bir şekilde telefonu annesine uzatıp, almasını bekledi. Anlamsız bir endişe ile kızının elinden telefonu aldığında, yanlarından duraksamadan geçip giden kocasını şaşkın gözlerle takip etti.

Sinirden damarlarının çıktığını artan mesafelerine rağmen fark edebiliyordu, Selin kocasına yetişmeye çalışarak koştu ama bunu yapamadığını fark ettiğinde seslendi.

"Ali nereye?"

"Biraz hava alacağım!"

Selin Ali'nin yokluğundan yararlanıp içinde biriktirdiği kahkahalarını serbestçe dışarı salarken eğilerek kızını kucağına aldı ve yanağına küçük öpücükler kondurarak burnu ile boynunu gıdıkladı.

"Seni bal böceği seni... Kimdi bakalım o arayan?"

Gece gülümseyerek annesine bakarken, açıklama yapmak yerine eli ile masayı işaret etti.

"Döbeğim çok acıtkı. Babam yerde?"

"Gelecek birazdan."

Selin hemen masaya götürüp kızını sandalyesine yerleştirirken tabağındaki tavukları onun için küçültmeye başladı. Gece kocaman çatalı tavuğa batırıp ağzına atarken bir yandan da annesinin ağzına uzattığı portakal suyunu içiyordu.

Bir süre sonra Ali pek de sakinleşemediği her halinden belli olan bir tavırla içeri girdiğinde Selin tekrar gülmeye başlamıştı. Elinde değildi. Ali gayet resmi bir şekilde masaya oturdu ve ayağını sallamaya devam ederken yemeğini bitirmesini beklediği kızını izledi.

"Yemeğin soğuyor Mavi... Hadi yesene."

Ali sinirle tek kaşını kaldırıp, midesi bulanıyormuş gibi tabağına baktı şu an hiçbir şey yemeye değil görmeye bile tahammülü yoktu. Selin nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Kahkaha atmaya müsait bir ifade ile kendisine bakan karısına somurtarak ve biraz da yüksek bir sesle cevap verdi.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now