Biraz sen biraz ben...

14.4K 363 38
                                    

Ali gülerek yaklaştı Selin'e, Selin hala elleri yukarıda onun gelmesini bekliyordu.

"Gerçekten yorulmuşsun sen..."

Selin sesindeki imayı anlar anlamaz dudaklarını alayla kıvırdı.

"Neden sence bir fikrin var mı?"

"Bilmem ben de anlamadım. Neden?"

Selin ellerini indirdi ve Ali'ye biraz daha yaklaştı.

"Dur bir düşünelim, tüm gece sırtım yatakla buluşamadığı için olabilir mi?"

"Neee! Üzerime tırmanan sendin! Ben de belimi hissetmiyorum meselaaa."

Selin bir anda ciddileşti ellerini beline götürdü.

"Neden? Ben zayıfladım ki."

Ali biraz daha yaklaştı, dudakları arasında o kadar az boşluk vardı ki konuşurken nefesleri birbirine çarpıyordu.

"Hamileyken de sayemde çok kilo almamıştın ki, her gece spor yapman için yardımcı olduğum gerçeğini göz ardı edemezsin."

Selin gülümseyerek koluna vurdu.

"Eminim sadece beni düşünmüşsündür Aliş..."

"Şüphen mi var?"

"Asla."

Selin dudaklarına eğildi ve küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı, Ali ise fırsattan yararlanarak belinden kendisine çekti ve vücutları arasında hava bile geçemeyecek şekilde bedenlerini birbirine birleştirdi. Elleri kalçalarının üstündeydi, dili çoktan ağzının içine süzülmüştü. Selin derin bir nefes alarak dudaklarını ayırdı ve Ali'nin kalçalarının üzerindeki ellerinin üstün ellerini koydu.

"Maviş hadi çıkalım artık, bebeğimiz bizi bekliyor."

"Öyle olsun bakalım."

El ele tutuşup evden çıktılar, garaja geldiklerinde Ali Selin'e arabasının anahtarını uzattı.

"Seninki ile gitsek olur mu ya da sen kullansan? Hiç halim yok Mavi."

"Tamam, o zaman ben sonra aldırırım arabayı."

"Süpersin."

Selin yanağına sulu bir öpücük kondurdu ve sağ koltuğa kuruldu.

"Aliş telefonumu ver artık, önemli bir şey olsa dünyadan haberimiz yok."

"Rüşveti alayım."

Selin mesajı anlamışçasına dudaklarına uzandı ve öpücük bıraktıktan sonra Ali'nin telefonu cebinden çıkarmasını bekledi. Telefonu alır almaz çocuklar gibi mutlu olarak açmaya çabaladı. Ali ise çoktan arabayı çalıştırmıştı. Selin yarı yolda panikle Ali'ye seslendi.

"Ali şeye gitmemiz lazım."

Ali şaşırarak Selin'e baktı.

"Nereye?"

"Şeye işte dün konuştuk ya..."

"Gitmemiz gereken o yerin bir adı var mı Selin?"

Selin yanaklarını şişirdi ve Ali'nin neyi kastettiğini çok iyi bildiğini fakat gıcıklığına böyle davrandığına adı gibi emin olarak cevap verdi.

"Eczaneye işte..."

"Neden Gece'ye bir şey mi lazım?"

"Ya Ali of... Ertesi gün hapı almamız lazım, hatta umarım geç kalmış olmayız."

"Ha, alırız ya bir ara."

"Bir ara mı? Dün gece böyle anlaşmamıştık!"

Ali gülerek Selin'e baktı.

İstemiyorum Git! Alsel Where stories live. Discover now