Bölüm 5

180 13 3
                                    

1 gün sonra;

''Hadi ama Açelya. Sen sinemaya bayılırsın. Gidip eğlenelim işte.''

Tahmin edeceğiniz üzere Elif beni sinemaya gitmeye zorluyordu. Fakat güzel bir film olduğunu düşünmediğimden gitmek istemiyordum doğrusu. Fantastik film seven biriydim ve genelde de ona giderdim ama şu an güzel bir filmin olduğunu düşünmüyordum doğrusu.

Pekala, yalan söylemeyeceğim. Sadece gitmek istemiyorum. 9 aydır gitmediğim gibi. Her ne kadar bazen gerçekten sinemaya gitmeye heveslensem de hemen vazgeçiyordum. Tanımadığım veya tanıyıp beni sevmeyen ve beni sevmeyen kişilerin 'Seni tanıyorum' demelerini ve dostmuşuz gibi yaklaşmalarını istemiyordum.

''Hayır Elif. Lütfen daha fazla zorlama.''

Hala ona hafıza kaybından bahsetmemiştim. Elbet bir şekilde ağzımdan kaçıracağımı biliyordum ama henüz çok erken. Gerçi evimize geldiğinde annemin tepkisine bakılırsa onu gerçekten tanıyordum.

''Kız sen eskiden en azından dışarı çıkardın, şimdi o da mı yok yoksa?''

Evet, annem önceden dışarı çıkıp sinemaya, konserlere gittiğimi söylerdi. Hatta Demi Lovato konserine bile gitme şansı bulmuşum bir şekilde. Hatta M&G'ye bile gitmişim. Kim bilir babama ne kadar yalvarmıştım o gün. Neredeyse tüm paralarını vermiş olmalıydılar. Zaten dediklerine göre de uzun bir süre de okul dışında dışarı çıkmama izin vermemişler. E haklılar da bence. Ama o günle ilgili hala fotoğraf ve videolar vardı galerimde. Şu an hayranı değildim ama o zaman ya hayranıydım, ya da ünlü biri ülkeme geldiği için heyecanımdan bu kadar fotoğraf ve video çekmiş olmalıydım.

''Gerçekten hiç içimden gelmiyor. Zaten uzun süredir dışarı çıkmadığımdan alıştım artık.''

''Ben neden olduğunu biliyorum ama bu konu hakkında senin ile konuşmayacağım.''

Bunu dediğine aklıma direk Demi Lovato konseri gelmişti. O anları sadece videolardan biliyordum. Eğer o anlar heyecanlıysam da şu an o heyecanı o kadar da hissedemiyorum diyemezdim. Hala heyecanlı ve mutluydum.

''Şu Demi Lovato konseri ile mi alakalı olanı mı diyorsun yoksa?''

''O da var ama o değil. Kızım 6 aya yakın dışarı çıkamadık o konser yüzünden. Diğer şeyden bahsediyorum.''

Gözlerimi sonuna kadar açarak ona baktım. Sen de mi Brütüs? Bu olayı bilmeyen kim kaldı? Lütfen bana Elif'in bilmediğini söyleyin. Bir saniye... O konserde o da mı vardı?

''Az önce dediğin şey anladığım şey ile ilgili değil... Değil mi?''

''Aynen onun ile ilgili. Sana sizin sınıfın cadı olduğunu söylediğimde ve dedikodu yaptıklarını söylerken bundan bahsediyordum Açelyacım. O gün sana söylemek istemedim çünkü üzüleceğini düşünmüştüm.''

O gün yeni tanıştığımız için pek fazla dinlemek istememiştim doğrusu. Bu yüzden de kendimden fazla bahsetmemiştim. Çünkü daha yeni tanışmıştık ve ben hemen arkadaşlık kurmak istememiştim. Şimdi ne mi düşünüyorum? İyi ki bir şey bahsetmemişim. Daha önceden de hep yaptığım gibi susma hakkımı kullanacaktım.

''Hem daha söylememi engellemeye çalışacağın dedikodularım bitmedi. Anlatacağım daha çok dedikodu var. Sen var ya, sana o cadı Seda hakkında dedikodu yakalar, sana 'hayatını kurtaracak.' derdim ama dinlemezdin bile. Kulaklığını takar, şarkıyı da sesli söylerdin. Bir de sesin güzel ya, daha da sinir olurdum. Ben de alırdım kulaklığını seni okul boyunca koştururdum. Yakalayamazdın da beni. Ay ne eğlenirdik ya."

Beni neşelendirmeye çalışması işe yaramış, hafifçe gülmüştüm. Anılarımı dinlemek hoşuma gidiyordu. Olanları hayal etmeye çalışmak bazen eğlenceli olabiliyor. Şu an durgunluğum biraz olsun azalmıştı.

Silinen Anılar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin