Bölüm 41

121 7 8
                                    

3 gün sonra Emir'den;

"Emir? Burada ne işin var?"

  Her zamanki gibi güneşin doğmasıyla kalkan Mert beni uyanık görünce şaşırmış olmalıydı. Karanlığı sevmediğinden genelde erken yatıp güneşin doğmasıyla kalkardı. Şimdi de aynısını yapmış olmalıydı.

"Dilek'i izliyorum."

  Gözyaşımı sildikten sonra uyurken parmaklarını oynatmasını ve menekşe kokusu yaymasını seyretmeye devam ettim. Bunu yapabildiğini bilmiyordu. Her gece yapmazdı ama yaptığı zaman da o anki duygusuna göre değişirdi. Bu günde şanslı günümde olmalıydım ki yine yapıyordu. Bu onun yapmasını en sevdiğim şeydi.

"Karanlıktan korktuğunu sanıyordum."

"Annem ve Elif halletti o işi."

  Dediğim şey onun annem ve Elif'in yaptığı lamba direklerine bakmasına ve garipser ama bir o kadar ilgili bir yüz ifadesi takınmasına sebep olmuştu. Dilek karanlıktan ve kilitli kalmaktan korkardı. Ama içeri girmek istemediğinden böyle bir çözüm bulmuştu annem.

"Ne yapıyor o?"

  O da ellerini fark etmiş olmalı ki biraz daha yaklaşarak ona daha dikkatli bakmıştı. Benim ise henüz çok tepki verecek halde olduğum söylenemezdi doğrusu.

"Menekşe kokusu yayıyor etrafa."

"Sen... Ağlıyor musun yoksa?"

  Beni görmesiyle hızla yanıma oturması bir oldu. Neden ağladığımı sormak istediğini biliyordum. Ama aslında ben de bilmiyordum. Sadece dolduğumu hissetmiş ve fırsattan yararlanarak buraya gelmiştim. İçeri gelmemekte ısrar eden Dilek ise dışarıda kendine yer yatağı yapmış ve orada yatmaya karar vermişti. Bu her ne kadar beni tedirgin etse de onu ikna edememiştik.

"Anlatmak ister misin?"

"Bilmiyorum. Sadece içimden geldi. Aklıma o kaza günü ve beni arayıp yardım istediği gün geldi. Hiçbir şey yapamadığım, olacak olanların olmasına izin verdiğim geldi. Biliyor musun Mert? Eğer güçlerim olsaydı... Ya da bir gün çıkarsa... Işınlanabilmek isterdim. Ya da hızlı olmayı. Böylece ona daha kolay yardım edebilirdim. Ama yok işte."

  Son cümleyi burukça gülümseyerek söylemiştim. Güçlerim olmasını ister miydim emin değilim ama sanırım bu istediğim bir şey değil. Hem de hiç değil.

"Ne var biliyor musun? Gizleme, ağla. Hatta benim için de ağla."

  O benim sözlerimi mi çaldı? Pekala, sanırım bu seferlik bir şey demeyebilirim. Sonuçta yardım etmeye çalışıyor. Hem de tam söyleyemedi.

"Neden ağladığımı bilsem ağlayacağım ama onu bile bilmiyorum ki Mert. Sence ben neden ağlıyorum?"

  Aslında neden ağladığımı az çok biliyordum ama tam olarak adını koyamıyordum. Belki de olacaklardan korktuğum için ağlıyordum.

"Korktuğun için."

"Ne?"

  Oldukça sakin çıkmıştı sesim çünkü Dilek'i uyandırmak istemiyordum. Gerçi uykusu derin olurdu ama yine de uyanmamalıydı bence.

"Ağlama isteğinin sebebi korku. Güçlerden korkuyorsun bence. Gelecekte herkes her şeyi öğrendiğinde gelecek zarardan korkuyorsun."

"Ondan korkan Dilek. Bu biraz... Farklı. Ben dövüşmekten korkan biri değilim. Sadece... Evet korkuyorum. Ama korktuğum şeyi tanımlayamıyorum. Ama sanırım en çok bu güç meselesinin... Onlara zarar vermesinden korkuyorum. En büyüğü..."

Silinen Anılar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin