Bölüm 25

155 13 17
                                    

  Dün gece olanları düşünmeden edemiyordum. Kimsin'in nasıl ağlayarak içini döktüğü aklımdan çıkmıyordu. Onun geç saate kadar kalmasına izin versem de burada uyumasına izin vermemiştim. Ona her ne kadar üzülsem de buna izin veremezdim. Geçmişle ilgili pek bir şey söylemese de tek anlayabildiğim şey sorunun babası ile ilgili olduğu idi. Ama bana duygularını açması gerçekten harika bir şeydi. Onun bu kadar üzgün ve kafasının karışık olduğunu bilmiyordum doğrusu. Bu beni oldukça üzmüştü. Ama şu an Elif'in benimle konuşmaya çalışması bu düşüncelerimi engelliyordu.

"Burayı hatırlıyor musun?"

  Geldiğimiz parkta köşede duran banklardan birini gösterdiğinde oraya bakarak hatırlamaya çalıştım. Ama daha önce bu tarafa geldiğimi hiç hatırlamıyorum. Bu yüzden başımı olumsuz anlamda salladığımda ne tepki vereceğini görmek için ona baktım. O ise neşesini korumaya çalışırcasına o tarafa doğru yönelmişti.

"Pekala, belki seni neden buraya getirdiğimi anlatacak bir şey gösterebilirim."

  Amacının ne olduğunu anlamasam da o tarafa yöneldim. Bankın arkasına geçmiş ve banka doğru bakıyordu. Kaşlarımı çatarak baktığı yere baktığımda ise şaşkınlıkla gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Bankın arkasında çiçekler vardı ve bizim adlarımızın baş harfleri olan A ve E, bir de nereden geldiğini bilmediğim bir B yazılıydı. Çiçeklerle yazılmış olması beni oldukça şaşkına uğrattığından ağzımdan bir 'yok artık' çıkmıştı. Bu nasıl yapılmış ki?

''Değil mi? Ben de çok şaşırmıştım nasıl olduğunu gördüğümde."

"Bu gerçekten... Garip."

  Açelya çiçeğine şaşkınlıkla dokunduğumda sanki bir anlığına ayakta duramadığımı hissetmiştim. Başımın döndüğünü anladığımda ise banka tutunmuştum. Gözlerimi kapatarak kendime gelmeye çalıştım. Elif ise bir şey olduğunu fark ederek yanıma gelmiş ve beni tutmuştu.

"Açelya? İyi misin?"

  Gözlerimi açtığımda baş dönmesinin geçtiğini fark etmemle biraz daha doğrularak başımı olumlu anlamda salladım.

"Evet iyiyim. Sadece başım döndü o kadar. Bir şey yok."

  Başımı olumsuz anlamda sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Kısa bir süre ise çoktan kendime geldiğini hissederek banka tutunmayı bıraktım ve banka tekrar baktım.

"Emin misin?"

"Evet Elif. Boşver sen beni. Bunu kim ve nasıl yaptı acaba? Hem bu B ne alaka?"

  Gösterdiğim yere baktıktan hemen sonra hafifçe gülmesiyle kaşlarımı çatmıştım. Ne dedim ki ben şimdi? Neden gülüyor?

"Bence kendisine sormalısın. Berika?"

  Gülmeyi kesip şaşkınlıkla baktığı yere kaşlarımı çatmaya devam ederek baktığımda şaşkın ama bir o kadar da mutlu bir yüz ifadesi ile bize doğru gelen bir kız olduğunu gördüm. Uzun sarı saçlarını toplamış, altına kahverengi pantolon, üzerine ise mavi bir gömlek giymişti. Bir saniye... Berika mı dedi o? Şu en iyi arkadaşlardan biri olarak bahsettiği kişi olan Berika mı?

  Evet. Elif birkaç gün önce bir arkadaşımızın daha olduğunu, ama önemli bir sebepten dolayı kaçmaları gerektiğinden gittiğini söylemişti. Yaklaşık 1,5 yıl olmuş onlar gideli ve telefon numarasını değiştirdiğinden onu arayamamış da. Onun hakkında pek bir şey söylemediğinden nasıl biri olduğunu da bilmiyordum.

"Kızlar? Allahım şükürler olsun gitmemişsiniz."

  Bize doğru koşarak gelmiş ve hızla ikimize de sarılmayı başarmıştı. Ben ise kaşlarımı çatmış olanları anlamaya çalışıyordum.

Silinen Anılar (Yarı Texting)Where stories live. Discover now